| uzun zamandır yapmıyorsun. Uzun ve tatlı bir gülümseme sadece.. | Open Subtitles | و التي لديها إبتسامة جميلة فهيا لم تعد تبتسم إطلاقاً |
| Uyandığında, yüzünde bir gülümseme vardı. | Open Subtitles | عندما إستيقظَت، كَانَ عِنْدَكَ إبتسامة على وجهِكِ. |
| "üzülme.hadi gülümse" her zaman gülümse çok güzel bir gülüşün var. | Open Subtitles | لا تكن حزينا و هيا إبتسم إبتسم دائما عندك إبتسامة جميلة |
| gülümsemesi inanılmazdı. Görmeliydin. | Open Subtitles | أعني، كان لديها إبتسامة أعني، كان يجب أن تراها |
| Tamam tatlım, kocaman bir gülücük! | Open Subtitles | حسنا ياعزيزي إبتسلمة كبيرة .. إبتسامة كبيرة |
| Tabiki hayır ama ufak bir gülümsemen hoşuma giderdi. | Open Subtitles | لا، لكن ليس في الواقع إبتسامة كان يمكن أن تكون لطيفة. |
| gülümseyin! gülümseme görmek istiyorum! | Open Subtitles | لا.لا.لا , إبتسامة واثقة أريد أن أرى إبتسامة واثقة |
| Ama senin için teselli olacaksa yüzüme kocaman bir gülümseme kondurmayı başardın. | Open Subtitles | لتعتبرها تعزية لك وضعت إبتسامة على وجهي. |
| Ama senin için teselli olacaksa... ..yüzüme büyük bir gülümseme koymuştun. | Open Subtitles | لتعتبرها تعزية لك وضعت إبتسامة على وجهي. |
| Hayatınıza ufak bir gülümseme kattığıma memnun oldum, Bay Bruckman. | Open Subtitles | أنا مسرور أنا يمكن أن أجلب إبتسامة صغيرة إلى حياتك، السّيد بروكمان. |
| Güzel bir gülümseme duygusal kahverengi gözler görüyorum. | Open Subtitles | أرى إبتسامة لطيفة. أرى عيون سمراء شديدة العاطفة. |
| Tellerin ucunda elektrik lambaları ve herkesin yüzünde gülümse var | Open Subtitles | عِنْدَهُمْ أضواء كهربائيةُ على الخيوطِ وهناك إبتسامة على كُلّ شخصِ |
| Tellerin ucunda elektrik lambaları ve herkesin yüzünde gülümse var | Open Subtitles | عِنْدَهُمْ أضواء كهربائيةُ على الخيوطِ وهناك إبتسامة على كُلّ شخصِ |
| İlerlemek istiyorsan, ekranda gülümse. | Open Subtitles | هذه هى الطريقة الوحيدة التى تحصل عليها هذه الأيام على اى حال يجب أن تبتسم إبتسامة عريضة تملأ الشاشة |
| gülümsemesi inanılmazdı. Görmeliydin. | Open Subtitles | أعني، كان لديها إبتسامة أعني، كان يجب أن تراها |
| gülümsemesi güzel. Dişler beyaz, yeni temizlenmiş. | Open Subtitles | إبتسامة جميلة، أسنان بيضاء، ازالت الصفرة التى تعلو الأسنان |
| Ufak bir gülücük ve... bir şey söyle, öylesine. | Open Subtitles | فقط إبتسامة ابتسامة صغيرة قولي شئ مرتجلا لا يلائم ذلك الموقف الحقيقي |
| Güzel,kayıt için, ayrıca büyük bir gülümsemen var. | Open Subtitles | حسنا, وللمعلومية لديك أيضا إبتسامة جميلة |
| Devam edin beyler, biraz gülümseyin. | Open Subtitles | أبقوا الروح المعنوية مرتفة , أيها السيدات , أظهر إبتسامة |
| Deli gibi, oyuncu, güvenmediğim bir gülüşü var ve elleri ıspatuladan. | Open Subtitles | مجنون , حقود مع إبتسامة لا أثق بها و معقلة للأيدي |
| Sakinliğini ve kibarlığını koruyarak çok üzgün bir gülümsemeyle bana... | Open Subtitles | هو بقى هادئاً ولطيفاً وقال : لي مع إبتسامة حزينة جداً |
| "Gözler, inciler, tebessüm, saçlar, elbiseler, ses, ayakkabı, | Open Subtitles | عينان , حواجب , إبتسامة أطراف شعر ثوب , حذاء , صوت , ساعة فاخرة |
| * Tam olarak giyinmiş sayılmazsın * * Gülümsemediğinde * | Open Subtitles | * لكنك لست مرتدياً زيك بالكامل بدون إبتسامة * |
| - gülümseyin ve "Peynir" diyin! - "Peynir!" | Open Subtitles | ! " إبتسموا وقولوا ، " إبتسامة عريضة - ! " إبتسامة عريضة " - |
| Eileen'ın gülüşünü düşünüyordum. | Open Subtitles | "أفكر في إبتسامة إيلين البطيئة" |
| Biraz gülümsemeye ne dersin, kahrolası it? | Open Subtitles | حسناً، ماذا عَنْ إبتسامة كبيرة لطيفة أنت خبيث نحيل |
| "En çok gözlerini hatırlıyorum... "...göz bebeklerindeki muzip gülümsemeyi ve ağzının kenarının... | Open Subtitles | أتذكّر تحديداً، عينيكِ التي تعلوهما إبتسامة مُغوية. |