Bir iklim anlaşması için yıllarca çalıştıktan sonra, aynı hükûmetler Kopenhag'ta toplandı ve son derece başarısız oldu. | TED | بعد سنوات من العمل نحو إتفاقية للمناخ، إجتمعت نفس الحكومات في كوبنهاغن وفشلت فشلا ذريعا. |
Cenevre anlaşması gereği, subayların, işçi olarak çalıştırılmasının kesinlikle yasak olduğu gözünüzden kaçmış olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون قد تجاهلت أن أستخدام الضباط للعمل اليدوي محظور صراحةً حسب إتفاقية جينيف |
Bir şeyler düşünürüz. Eğer isterseniz bir evlilik sonrası anlaşma. | Open Subtitles | وسوف نفكر في شيئ ما إتفاقية ما بعد الزواج .. |
En büyük müşterilerimizden biri anlaşma imzalamak için benimle bizzat görüşmek istedi. | Open Subtitles | واحد من أكبر عملائنا طلب الإجتماع معي شخصياً لكي نقوم بتوقيع إتفاقية. |
Adamlarımın Cenevre Sözleşmesi dahilinde savaş esiri olarak korunacaklarına dair imzalı bir emir istiyorum. | Open Subtitles | أريد أمرا موقعا ينص على أن يتم منح رجالي الحماية المكفولة لأسرى الحرب حسب إتفاقية جنيف |
Daha siz "Teksas'ın kara altını" demeden Afganistan, komşularıyla Hazar Denizi'nden doğal gaz taşıma anlaşmasını imzaladı. | Open Subtitles | أسرع من قولك شاى تكساس الذهب الأسود، وقّعت أفغانستان إتفاقية مع البلاد المجاورة لها |
Cenevre anlaşması'nı açıkça çiğnemesine karşı neden sessiz kaldığını merak ediyorlar. | Open Subtitles | و يسمح للحكومة الفيتنامية بإنتهاك إتفاقية جنيف على نحو سافر |
Evlilik anlaşması konusunda sana çok baskı yaptığım için belki de adil davranmadım. | Open Subtitles | ربما أنه ليس عدلاً مني أن أضغط عليكَ بشأن إتفاقية الزواج |
SG-5 ve Amra'dan temsilciler, beklemede olan bir ticaret anlaşması için konuşmaya geliyorlar. | Open Subtitles | اس جي 5 , والمندوبين من كوكب أمورا لمناقشة إتفاقية التجارة |
Çavuş Bates siz yokken yiyecek için küçük bir ticaret anlaşması yaptığını bilmek seni mutlu eder herhâlde. | Open Subtitles | توسّط سرجينت بيتس في تجارة صغيرة إتفاقية للغذاء بينما أنت مختفي. |
Ve bir tür af anlaşması için olta atıyorsan öyle bir şansın yok. | Open Subtitles | وإذا أنت تصيد لبعض نوع إتفاقية عفو، هو ليس في البطاقات. |
Evlilik öncesi anlaşma yapmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنني أريدكِ أن توقّعي إتفاقية ما قبل الزواج |
Daha büyük bir suça karıştığını gizlemek için yapılan anlaşma gereğince cinayet gibi aslında, senin sorumlu olduğun cinayet gibi. | Open Subtitles | كجزء من إتفاقية لتجنّب التورّط في جريمة أعظم، قتل، أنت مسؤول عنها بالواقع |
Bu bir anlaşma sorunu. | Open Subtitles | إنها مسألة إتفاقية إتفاقية علي أن تصبح خادمة ؟ |
Dava açmayacağınızı biliyorum çünkü aşk Sözleşmesi imzalayacaksınız. | Open Subtitles | أعلم أنّكما لن تتعرّضا للمقاضاة لأنّكما ستوقّعان على إتفاقية غرام |
Evet, vardı ama evlilik Sözleşmesi soyup soğana çevirmenin eş anlamlısıdır. | Open Subtitles | ظننت أنكما وقّعتما على إتفاقية ما قبل الزواج نعم، لقد فعلنا، ولكن حتى إتفاقيات .. ما قبل الزواج لا تضاهي |
Seni daha fazla bilgilendirmeden önce bu gizlilik anlaşmasını imzalamanı isteyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , قبل أن يقولك لك أكثر قليلاً سأحتاجك لتوقيع إتفاقية عدم الكشف |
Douglas annenin anlaşmasının bağlayıcı olmadığına karar verdi. | Open Subtitles | قرّر دوغلاس أمّك إتفاقية مناعة ما كانت أبدا تربط. |
Yapılacak özel bir iş anlaşmamız olduğunu düşünüyordum. Ve kalabalık bir toplantı buluyorum. | Open Subtitles | إعتقدت لدينا صفقة خاصة لننهيها أجد نفسى الآن فى إتفاقية هباء |
Gördüğün gibi, eğer imzalamazsan, bu sözleşme gereğince, seni boşarım. | Open Subtitles | إن لم توقعيها سأسحب إتفاقية التعويض و أطلقك |
Nomi, haftaya bir gemi toplantısı olacak şehirde. | Open Subtitles | نومي , بشأن إتفاقية المركب خلال الإسبوع القادم |
Cenevre Antlaşması'na göre korkarım bu soruyu cevaplayamam. | Open Subtitles | حسب إتفاقية جنيفِ, فأَنا خائفُ ولا أَستطيعُ إجابة ذلك السؤالِ |
Bildiğiniz gibi, SYP'deki konumum geçen yıl Müdür Chase'in bürosuyla yaptığım anlaşmaya bağlı. | Open Subtitles | كما تعرف، موقعي هنا في أي بي أو عرضي على إتفاقية جعلت بمكتب مطاردة المدير السنة الماضية. |
Babama yapılan suçlamaların geri alınmasını ve annemin anlaşmasına bağlı kalınmasını istiyorum. | Open Subtitles | أنا أودّك لإعتبار السقوط التهم ضدّ أبي ويشرّف أمّي إتفاقية مناعة. |
Sonuç olarak bize af anlaşmanı resmi olarak iptal etme yetkisi verildi. | Open Subtitles | .. والذي يترتّب عليه .. لدينا السُلطة رسمياً لإلغاء إتفاقية العفو عنك |
Af anlaşmasında benim imzam olduğu için hem mahcup oldum hem de rahatladım. | Open Subtitles | منذ وقّعت على إتفاقية العفو .. لقد كنت مُحرجاً ومرتاحاً |
Hayır, dur. Senin hazırladığın ilişki anlaşmasındaki tüm kuralları uyguladım. | Open Subtitles | لا ، إنتظر لقد إتبعت كل المراسم التي وضعتها في إتفاقية العلاقة |