Buna her yönden bakabilirsin ama bir tanesi bana çok açik ve mükemmel bir sekilde açikliyor: hastamla yattin. | Open Subtitles | ,يمكنك أن تنظري للأمر من كل الزوايا لكن إحداها :الأشياء تبدو بسيطة جداً بالنسبة لي لقد نمتي مع مريضي |
Gelebilecek bir fırtınadan önce geri dönmek zorundalar ve bir tanesi de hızlıca yaklaşmakta. | Open Subtitles | يجب عليهم أن يخرجوا قبل قدوم العاصفة التالية، إحداها قادم على جناح السّرعة الآن. |
Robotun herhangi birşey yapması için, önce birini kollarınızın arasına alıp, beş dakika kadar gözlerinin içine bakmanız gerekiyor. | TED | ستحتاج أن تأخذ إحداها بين ذراعيك وتنظر الى عينيها لخمس دقائق قبل أن تفعل شيئا |
Mesela, birini bir futbol topuna, diğerini güneşe çevirebilirsiniz. Benim için önemli olan sayısı. | TED | فعلى سبيل المثال، يمكنكم أن تحولوا إحداها إلى كرة قدم وأخرى إلى شمس. ما أهتم به هو الكمية. |
Bunlardan Biri belli ifadelerin hayatta kalmak için önemli olması. | TED | إحداها هي أن بعض التعبيرات مهمة للبقاء على قيد الحياة. |
Ve benim için, steel gitarın sesi. Annemlerin komşularından Biri bunlardan bir tane vermişti bana. | TED | وبالنسبة لي ..صوت الجيتار المعدني . لان أحد جيران والدي كان قد أهداني إحداها |
Çok iyi bir görüşünüz yoksa, bir tanesini görmek oldukça zor. | TED | ومن الصعب رؤية إحداها إلّا لو كان لديكم نظر جيد جداً. |
Sizin zekanızda birinin seçebileceği başka yüzlerce kariyer varken bu dalı seçmiş olmanızın bir sebebi olmalı bazı duygusal sebepler var mıydı acaba? | Open Subtitles | لابد من وجود سبب لإختيارك هذا المجال من بين المئات من المهن التي شخص بمثل ذكاءك كان ليختار إحداها ربما؟ |
Bir tanesi; büyükbabam ve ailemin 13 üyesi diktatör Saddam Hüseyin'in hışmına uğramış ve hapsedilmişlerdi. | Open Subtitles | إحداها هى أن جدى وثلاثة عشر شخصا من أفراد عائلتى كانوا قد إضطهدوا و حبسوا من قبل الديكتاتور صدام حسين |
Bir tanesi 3 hafta kadar kimliği belirsiz suda bulunmuş çürümüş bir cesetti. | Open Subtitles | إحداها متعلقة بجثة لشخص بقي مجهولاً طوال 3 أسابيع |
Bir tanesi, kayınvalidesi hasta olduğu için Manhattan'a taşınmak zorunda kalan bir petrol işçisi hakkında. | Open Subtitles | إحداها عن شخص جلف في آلات النفط والذي توجّب عليه الإنتقال لـ مانهاتن لأن أم زوجته مريضة |
Hedefimiz bunların dengeli olmasını sağlamak çünkü birini arttırırken diğerini azaltabilirsiniz. | TED | وهدفنا أن نتأكد من توازنها؛ لأن الزيادة في إحداها تأتي على حساب النقص في أخرى. |
Gözünüzü gezdirin, göz kırpın, belki birini kapatın. | TED | حركوا أعينكم الآن .. أغمضوها .. أو أغمضوا إحداها |
Üzerine uzanır, dokunaçlarından birini dişinin karnına sokar spermlerini içine boşaltır. | Open Subtitles | يتكّيء واضعاً إحداها بداخل بطنها ويضخّ منيّه بداخلها. |
Eğer onlardan Biri patlarsa, güvertede delik açılır. Dikkat et. | Open Subtitles | تبلغ فجوة تحدث إحداها انفجرت إن حذراً كن السفينة، سطح |
Bu yolda şimdiye dek birkaç ödün verdim ama sen onlardan Biri olmayacaksın. | Open Subtitles | كان علي أن أقوم ببعض المخاطرات طوال الوقت ولكن لن تكون أنت إحداها |
Şunlardan iki tane al. diğerini de enkazın diğer tarafına yerleştir. | Open Subtitles | وتضع إحداها هُناك والأخرى بالجهة المُقابلة. |
Tanrım. Haftalardır bundan bir tane arıyordum. Ama bu halı sürekli dönüyor. | Open Subtitles | بحقّ المسيح، لقد كنتُ أبحث عن إحداها مُنذ أسابيع، لكن هذه خاصّة لا تنفك تظهر. |
Her sabah bir tanesini çalışması için yokuş aşağı bırakırdı. | Open Subtitles | لذا كلّ صباح يأخذهم إلى التلّ حتى يقوم بتشغيل إحداها |
Muhtemel güvenli evler mi? Öyle bir ev bulsak bile oradan geçmiş birinin bizimle konuşacağını düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | ، حتى لو تمكّنا من إيجاد إحداها أتظن حقاً أن أحداً عبر الحدود للتو سيتحدث معنا؟ |
Herhangi bir kırsal bölgede yaşıyorsanız, nükleer silahlar bu bölgelerde depolanmıştır ve birisi size doğrultulmuştur. | TED | في الحقيقة، إن كنت تعيش في منطقة نائية حيث يتم تخزين الأسلحة النووية في العالم، من المحتمل أن إحداها موجه إليك. |
birinde, onun çocuğuna hamileyim diyordum. | TED | أجد نفسي في إحداها أقول له أني حامل بطفله. |
Hayır. Bir tanesinin şifresi yokmuş. 1500 eder. | Open Subtitles | كلا إحداها لم نحصل علي رقمها و هكذا يصبح الإجمالي 1500 جنيه |
Şimdi, tam burada etrafta kara mayınları döşeli olduğunu ve ne zaman bunlardan birine basabileceğini hiç bilmediğini düşün. | TED | تخيل الأن وجود ألغام أرضية مدفونة هنا، ومبعثرة حولك، ولن تعرف أبدًا متى قد تتعثر في إحداها. |