| Sen olduğunu bilseydim, kaçırmak yerine keklik ziyafeti yapmaya davet ederdim. | Open Subtitles | لو عرف انه أنت، لكنت دعيتك لطائر مشوي بدلا من إختطافك |
| Seni kaçırmak veya silahla vurulmak arasında seçim yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عندي إختيار بين إختطافك ويصبح مضروبا بتلك البندقية. |
| Ülkenin yarısı sizi kaçırmak istiyor. Öteki yarısı da öldürmek. | Open Subtitles | نصف البلاد تريد إختطافك والنصف الأخر يريد قتلك |
| Gerçek şu ki, beş yaşındayken kaçırıldınız. | Open Subtitles | الحقيقة هى ، أنه تم إختطافك في سن الخامسة |