| Eğer izin verirseniz, günü onunla geçirmekten mutlu olurum. | Open Subtitles | سأكون سعيد لقضاء اليوم معه ، إذا سمحت لي. |
| Eğer siz Majesteleri izin verirseniz gidip onlardan yüz yüze yardımlarını isteyeyim. | Open Subtitles | إذا سمحت لي جلالتك علي أن أذهب وأطلب منهم المساعدة شخصياً |
| Komşu, içki ısmarlamama izin verirsen, verdiğim rahatsızlık konusunda kendimi daha iyi hissederim. | Open Subtitles | الإزعاج الذي سببته، إذا سمحت لي بدعوتك للشراب. |
| Sigarayı senin gözünde söndürmeme izin verirsen, söndürürüm sigarayı kabul mu? | Open Subtitles | أجل، سأقوم باطفائها إذا سمحت لي أن استخدم بؤبؤ عينك لذلك هل ستوافق على ذلك ؟ |
| Neslin tükenmesi,benim dikiz aynam gibidir. Şimdi müsaade ederseniz, Kader ile bir randevum var. | Open Subtitles | والآن إذا سمحت لي فأنا على موعد مع القدر |
| Efendim, Müsaadenizle size makam katındaki ofislerimizi göstereyim. | Open Subtitles | سيدي , إذا سمحت لي أريد أن أذهب بك الى مكاتبنا في الجناح التنفيذي |
| Şimdi bayım izin verirseniz size iyi şanslar dilerim. | Open Subtitles | و الآن يا سيدي إذا سمحت لي أتمنى لك كل الحظ السعيد |
| Peki siz, efendim, sormama izin verirseniz? | Open Subtitles | ماذا عنك إذا سمحت لي بالسؤال ما الذي أتى بك لخدمة سموه |
| Listedeki kişilerle görüşmeme izin verirseniz işbaşındaki ajanınız dönmeden casusu meydana çıkarırım. | Open Subtitles | إذا سمحت لي بالتحدث إلى الأشخاص الذين في القائمة, فسوف أكتشف الجاسوس قبل أن تعود عميلتك الميدانية |
| Hanımefendi izin verirseniz Kralla evlenmeyi düşünüp düşünmediğinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | إذا سمحت لي ، يا سيدتي ، هل يمكنني سؤالك ما إذا كنت ترغبين في الزواج من الملك؟ |
| Eğer ufak bir tavsiyede bulunmama izin verirseniz efendim; kesinlikle çok dikkatli olmanız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | إذا سمحت لي بنصحكَ، يا سيدي، أظنكَ تحتاج لأن تكون أكثر حذراً. |
| Eğer Majestelerim, izin verirseniz oraya gidip bu konuyla bizzat ben ilgilenmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا سمحت لي جلالتك علي أن أذهب وأطلب منهم المساعدة شخصياً |
| Eğer sana yardım etmeme izin verirsen istediğin her şeyi sana verebilirim. | Open Subtitles | سأعطيك أي شيء تريديه فقط إذا سمحت لي أن أساعدك |
| Ve oldukça şeref duyarım... eğer karakterlerden biri için senin adını kullanmama izin verirsen. | Open Subtitles | وسأتشرف جدا إذا سمحت لي إستعمال اسمك لأحد الأشخاص |
| Şimdi, bana izin verirsen ekibimle bu durumu tartışmam gerek. | Open Subtitles | الآن إذا سمحت لي سأقوم بمناقشة الأمر مع الفريق الطبي العامل |
| Yani, kim bilir izin verirsen sana yardımcı bile olabilirim. | Open Subtitles | أعني، من يدري، قد أكون قادره على المساعده إذا سمحت لي بالمساعده |
| Şimdi izin verirsen, yapıştırmam gereken bir dövme var. | Open Subtitles | و الأن إذا سمحت لي لدي مؤخرة لكي أضع عليها الوشم |
| Şimdi müsaade ederseniz Başkan demin sabah yayınımıza çıktı ve Seçmen Kurulu işini bitirdikten sonra uzun bir çalışma beni bekliyor. | Open Subtitles | لذا، إذا سمحت لي سيكون الرئيس في برنامجنا الصباحي وسأعمل بعد فترة طويلة |
| Şimdi, müsaade ederseniz, gidip duşta ağlayacağım. | Open Subtitles | الآن , إذا سمحت لي سأذهب لأبكي في الحمام . |
| Şimdi bana müsaade ederseniz, Katılmam gereken bir iftar var. | Open Subtitles | والآن إذا سمحت لي لدي خدمات عيد الغفران |
| - Efendim Müsaadenizle konunun nereye varacağını biliyorum. | Open Subtitles | سيدي , إذا سمحت لي أعتقد أني اعرف ماذا ستقول |
| eğer bana izin verir misin, l sonra gitmek için bir kez daha şeytan var. Tamam mı? | Open Subtitles | إذا سمحت لي لدي مشعوذ آخر لأقضي عليه ، حسناً ؟ |
| İzninizle, eski müfettiş, tutuklama için hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | و عندها سأكون قد انتهيت منك و الآن إذا سمحت لي أيها المفتش السابق |