Bunlar en iyi yıllarımız, ne kadar zamanımız var? Şanslıysak on yıI mı? | Open Subtitles | هذه ربما أفضل سنوات عمرك و كم سيدوم هذا عشرة إذا كنا محظوظين |
Eğer Şanslıysak, belki bazı güvenlik kameraları... ilk görüntüleri yakalamayı... | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فربما تكون كاميرات المراقبة قد صورت أول |
Ama bazen eğer Şanslıysak birisi kapıyı açıyor ve o kapıdan geçme cesaretini bulmak kendi elimizde. | Open Subtitles | لكن كل فترة, إذا كنا محظوظين شخص ما يقوم بفتح الباب والأمر يعود إلينا, بأن تتملكنا الشجاعة |
Şansımız yaver giderse ışıklar gelip bizi aşağı çeker. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فسيأتي الضوء ليسحبنا |
-Altı, yedi ay önce bir gün Şansımız yaver giderse sanığı içeri girerken ya da dışarı çıkarken görebileceğimizi öğrendik. | Open Subtitles | يوم ما قبل 6-7 أشهر... علمنا أن المتهم... إذا كنا محظوظين سنراه داخل أو خارج. |
Partizanlara bir köprüyü havaya uçurmada yardım edeceğiz sonra da şansımız varsa eve döneriz. | Open Subtitles | سنساعد الحلفاء بتفجير الجسر ثم إذا كنا محظوظين جدا يمكننا أن نعود للوطن |
Eğer şansımız varsa onu ördek gibi avlarız. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فسيكون كبطه جالسه |
Eğer yeterince Şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين بما يكفي، سنلتقط المشاهد حالاً |
Şanslıysak türünü bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين سنقلص نطاق البحث الى النسل |
Ama Şanslıysak, Tanrı, bizi eve geri getirecek birini yolluyor. | Open Subtitles | في بعض الأحيان نضل الطريق و لكن إذا كنا محظوظين يرسل الله أحداً لكي يعيدنا إلى المنزل |
Eğer Şanslıysak, Saat 6:00 da yapılacak müzakerelerden önce onu geri alacağız. | Open Subtitles | الآن ، إذا كنا محظوظين فلا يزال بوسعنا الوصول بها إلى المفاوضات فى السادسة |
eğer Şanslıysak çok kısa bir tatil geçireceğiz. | Open Subtitles | و هو واحد من الأعياد القليلة التي نأخذها إجازة ، إذا كنا محظوظين |
Eğer Şanslıysak pankart başı bir saat. | Open Subtitles | ساعة على اللوحة الواحدة هذا إذا كنا محظوظين |
Eğer Şanslıysak, onun sayesinde | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فسوف يكون لديها رؤيةٌ يمكننا إستخدامها |
Şansımız yaver giderse, elimizdeki polenler yeterli olur. | Open Subtitles | ثم إذا كنا محظوظين |
Şansımız yaver giderse belki 50.000 kadarı. | Open Subtitles | ربما 50,000 إذا كنا محظوظين |
şansımız varsa, Yasemin'le evlenmek zorunda kalmazsın böylece. | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فلن تضطر للزواج من ياسمين بعد كل ذلك |
şansımız varsa, onu enseIeyeceğiz. | Open Subtitles | سيكون صعب جداً إلا إذا كنا محظوظين بالقبض عليه |