| Tabii ki, eğer kronografın yerini bilseydim... çalmak için hiç tereddüt etmezdim. | Open Subtitles | بالطبع, إذا كنت أعرف من أين توقيت الخاص بك, لن أتردد لسرقتها. |
| Bana ruj süreceğinizi bilseydim, asla gelmezdim. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف أنك سوف تضعين لى أحمر الشفاه لما كنت جئت أبداً |
| Bunu bilseydim, sizi arayıp, sorunun ne olduğunu söyleyiverirdim. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف كان يمكنني ببساطه أن أتصل بك و أخبرك عن المشكله. |
| Aceleyle kaçacağımı bilsem başka zamana bırakırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف أن علي الفرار على عجل لأجلتها لوقت لاحق |
| Onu tanıyorsam merdivenleri tırmanacaktır. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف هوبالونج ، فهي سوف تستخدم الدرج |
| Bir gün kızkardeşim profesör Gentile'i... tanıyıp tanımadığımı sordu. | Open Subtitles | يوم واحد، طلبت من أختي إذا كنت أعرف أستاذ غير اليهود. قلت: |
| Ve çaresiz insan tanıyor muyum diye kendime sormadan edemem. | Open Subtitles | و لا يمكنِّى التوقف عن التفكير فيما إذا كنت أعرف أى شخص يائس بتلك المواصفات ؟ |
| Araba kullanmayı bilseydim uzun zaman önce ayrılırdım. | Open Subtitles | المفاتيح هناك إذا كنت أعرف كيفية القيادة كنت قد غادرت منذ زمن طويل |
| Bunu bilseydim yargıç olurdum. İş işten geçinceye kadar bunu bilemeyiz. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف الجواب لأصبحت قاضياً فهم لا يخبروننا إلاّ بعد فوات الأوان |
| Zamanımız olduğunu bilseydim, evime gider, biraz kalırdım. | Open Subtitles | وسوف يزور الصفحة الرئيسية، إذا كنت أعرف كان لدينا الوقت. |
| Başkan'la tanışacağımı bilseydim kravat takardım. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف إنى سأقابل الرئيس لكنت ارتديت ربطة عنق |
| Ne yazık ki hayır. Ama bilseydim, denerdim. | Open Subtitles | لا ، و لكن إذا كنت أعرف كيف لكنت فعلت ذلك ، لكنت حاولت |
| Bu işi yapacağımızı bilseydim kıllarımı alırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف أننا ذاهبون إلى أن تفعل هذا، كنت قد حلق لهم. |
| Nereye götüreceğimi bilseydim dediğini yapardım. | Open Subtitles | كنت سأفعل هذا إذا كنت أعرف إلى أين سأخذه |
| Eğer şifreyi bilsem, sizin yardımınıza ihtiyacım olmazdı! | Open Subtitles | إذا كنت أعرف الرقم السري لما إحتجت مساعدتك |
| Aslında kim olduğunu bilsem senden bir iş isterdim. | Open Subtitles | اللعنة، إذا كنت أعرف من هو لطلبت منك عمل |
| Yerini bilsem neden evine gidip Rye'ı sorayım? | Open Subtitles | لماذا قد أذهب إلى منزل راي و أصرخ باسمه إذا كنت أعرف أين هو؟ |
| Clay'i tanıyorsam bizi buradan atmak için federal mahkeme emri çıkarmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف كلاي فانه يعمل بالفعل على إصدار أمر من المحكمة الفيدرالية لإخراجنا من هنا |
| Dinle, bebek surat, Daffyi tanıyorsam, çoktan yola çıkmıştır. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف دافي, فهو يضرب الطريق الآن |
| Geçen gün ufak bir iş için şifre kıracak birilerini tanıyıp tanımadığımı sordular. | Open Subtitles | ذلك اليوم طلبوا مني إذا كنت أعرف رجل فك تشفير يمكنه القيام بعمل بسرعة |
| Mesela kurbanı tanıyıp tanımadığımı sormadınız. | Open Subtitles | عل سبيل المثال, أخفقت في التحقق عما إذا كنت أعرف ضحيتي |
| Robertson diye birini tanıyor muyum diye sordular. | Open Subtitles | سألونى إذا كنت أعرف شخصاً يدعى روبرتسن |