| Aslında her şey senin içinde var, bir şeylerin senin için doğru olup olmadığını hissetmene yarayacak tüm ekipmana sahipsin. | Open Subtitles | أنت حقيقةً تمتلك كل شي في داخلك، كل الوسائط الضروريّة لِتشعر إذا ما كان شيء ما مناسب لك أم لا. |
| Bir şeyin zararlı olup olmadığını bilebilmenin tek yolu onu test etmektir. Sizden bahsetmiyorum. | TED | الطريقة الوحيدة لمعرفة إذا ما كان الشيء ضار باختباره، ولا أعنيكم بهذا يا رفاق. |
| Evet, çünkü konu bu olunca bir trilyonun büyük bir rakam olup olmadığını bilmiyoruz. | TED | حسنًا، الجواب هو نعم في هذا السياق، لأننا لا نعلم حتى إذا ما كان التريليون عددًا كبيرًا. |
| Kayıp olan bir şeyiniz var mı diye etrafa bir bakın isterseniz. | Open Subtitles | نريد منك أن أن تفحص لترى إذا ما كان هناك أشياء مفقودة |
| Tuvalete bantla yapıştırılmış silah var mı diye kontrol etmeli miyim? | Open Subtitles | أعلي أن أتفقد إذا ما كان هُنالك سلاحٌ مربوطٌ في الحمّام؟ |
| İzleme cihazı varsa arkadaşınızın katilinin izini sürebiliriz. | Open Subtitles | نحنُ نتعامل مع الأمر كجريمة قتل إذا ما كان هناك جهاز تتبع يمكننا تتبع قاتلي صديقك |
| Cebir, kandırma veya zorlama olup olmadığına bakılmaz. | TED | بغض النظر إذا ما كان تحت إكراه أو احتيال أو قوة. |
| Bir tasarımcının tasarlarken mutlu olup olmadığını görmenin bir yolu, yazarların kitaplarının arkasındaki fotoğraflarına bakmaktır. | TED | و قد تكون من طرق معرفة إذا ما كان المصمم سعيداً في عمله بأن تنظر إلى صورته في آخر الرسالة العلمية المكتوبة عنه |
| Evet, o gün başka bir kaza olup olmadığını bulmalıyız. | Open Subtitles | نعم, يجب أن نتحقق إذا ما كان حادث آخر قد تم في نفس اليوم. |
| Diane, evinizin perili olup olmadığını saptamak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | حسنا ديانا، فتحديد إذا ما كان المنزل مسكونا من عدمه هو ليس سهلا |
| Bilmiyorum. Benim için öğrenir misin? Bir şansımın olup olmadığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف فلتحاولي بالنيابة عني و لتخبريني إذا ما كان لدي أية فرصة |
| Belki de haklıdır. Başka bir ipucunun olup olmadığını bile bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | ربما كان مصيباً، أنت حتى لا تعلم إذا ما كان ثمة أمارة أخرى. |
| Rüyalarının gerçek olup olmadığını bile bilmiyorsun! | Open Subtitles | جايك،حُلمكَ لَمْ يبين إذا ما كان هذا الموقعُ المقصود |
| Dostum, o tenekelerin dolu olup olmadığını bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعلم حتى إذا ما كان يوجد بنزين في تلك العلب، يا رجل |
| Evinizin bu Noel için uygun olup olmadığını merak ediyordum. | Open Subtitles | أتسائل إذا ما كان منزلكِ متوفر في هذا الكريسماس؟ |
| Bu Noel müsait olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل إذا ما كان منزلكِ متاح هذا الكريسماس؟ |
| Yukarıya çıkmanın bir yolunu bulup üst katta kimse var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | سوف أذهب للأعلى و أرى إذا ما كان هناك أشخاص فوق إذا أنتم يا رفاق وجدتم طريق للخارج إستخدموه |
| Eski kayıtlarına bakabiliriz. Garip bir şey var mı diye. | Open Subtitles | يمكننا تفحص ملفاتها القديمة لنرى إذا ما كان بها أمراً غريباً |
| Arkadaşın korsan mı diye merak etmiştim sadece. | Open Subtitles | كنت فقط أريد أعرف إذا ما كان صديقك قرصاناً |
| Eğer söyleyeceği birşey varsa, ona "Kapa çeneni o.ospu" dersin. | Open Subtitles | إذا ما كان لديها ما تقوله أخرس ايها الوغد |
| Diğer bir deyişle geri sıçrayan alfa parçacığı olup olmadığına baksın. | Open Subtitles | بلفظ آخر ، انظر إذا ما كان هناك أي جسيمات ألفا سترتد للوراء |