| O zaman hemen Young'a Oh Soonun kasaya dokunduğunu söylemeliyiz. | Open Subtitles | إذن يجب أن نخبر يونغي أن أخاها قد يأخذ مكانتها |
| O zaman sahibini bulana kadar, bunu yine cebime koyayım bir de fotoğrafı bu akşama kadar tutabilir miyim? | Open Subtitles | إذن يجب أن أحتفظ به حتى أجد مالكه الحقيقى أيمكننى أيضا الإحتفاظ بالصوره حتى المساء ؟ |
| O zaman, sizden bir daha Bayan McKenna'yı rahatsız etmemenizi rica etmek zorundayım. | Open Subtitles | إذن يجب أن أطلب منك أن تتوقف عن إزعاج الآنسة ماكينا نهائياً |
| Yani fularımı giymemem ve gri pipolardan konuşmamam mı gerekiyor? | Open Subtitles | إذن يجب أن لا تتحدث بطريقة غامضة ؟ كيف ستصل الى هناك ؟ |
| Öyleyse belki de telefondan sohbet etmek yerine işe geri dönmeliyim. | Open Subtitles | إذن, يجب أن أعود الى العمل بدلاً من التحدث في التلفون |
| O zaman sana o kanıtın ne olduğunu söylemesini sağlamalısın. | Open Subtitles | إذن يجب أن تجعليها تُخبركِ عن ذلك الدليل |
| Öyle mi? O zaman ona kaliteli bir fahişe gibi davranayım. | Open Subtitles | إذن يجب أن أعامله كعاهرة من الطبقات العليا |
| - Kolonileşme Hükümleri doğrultusunda konumumu tanıyorsunuz O zaman. | Open Subtitles | إذن يجب أن تعلم موقعي كرئيسة تأسس على أساس بنوذ الإستعمار |
| Zamanla, yetenekleriniz lazım olabilir, O zaman hazır olmalısınız. | Open Subtitles | فيالوقتالمناسب،قدتكون مهاراتكمطلوبة، إذن يجب أن نستعد لذلك |
| O zaman onları mekânında barındırmaman lazım değil mi? | Open Subtitles | إذن يجب أن لا تتدعهم يقامرون في حانتك، أليس كذلك؟ |
| Tabii, çok tatlıysa, O zaman o çocuk yapsın. | Open Subtitles | حسنا،لو كانت لطيفة هكذا إذن يجب أن تنجب أطفال تد |
| O zaman ilgi alanınıza giren şeyler buluruz. | Open Subtitles | . إذن يجب أن نجد المساعي التي تثير أهتماك أكثر |
| O zaman tamamen mutlu, için rahat olmalı! | Open Subtitles | حسناً , إذن يجب أن تشعر تماماً بالسعادة , أليس كذلك؟ بشكل مثالي تماماً |
| O zaman, bunu içmemelisin, çünkü papatya, uyku ilacının tesirini yok eder. | Open Subtitles | أوه، حسناً، إذن يجب أن لا تشربي هذا لأن البابونج في الحقيقة يعكس تأثير الحبة المنومّة |
| O zaman mutsuz olmana gerek yok. | Open Subtitles | إذن يجب أن لا يكون لديك أي سبب لتكون غير سعيد |
| Eğer can sıkıntısının nedeni sen değilsen O zaman senin onu mutlu edememen mantıklı olur. | Open Subtitles | إذا لم تكن سبب مللها إذن يجب أن تعرف سبب إخفاقك في جعلها سعيدة |
| Pekâlâ, O zaman ekiptekilerin kişisel kayıtlarına bakmakla başlayalım. Bilgisayarla aran nasıldır? | Open Subtitles | حسنًا، إذن يجب أن نبدء في البحث في ملفات الطاقم الشخصية، كيف هي مقدرتك على اختراق الحاسوب؟ |
| Ders programın 5:30'da dersin bittiğini gösteriyor senin de 5:45'de burada olman gerekiyor. | Open Subtitles | جدولكِ يقول أن تنتهي عند الخامسة و النصف، إذن يجب أن تكوني هنا في الـ 5: 45 |
| Eğer ben haklıysam ve onlar içerdelerse, O zaman şu anda içeri girmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت محقة وهم كانوا هناك، إذن يجب أن نذهب الآن. |
| Psikologla mı konuşmam gerekiyor? | Open Subtitles | إذن يجب أن أتحدث مع طبيب نفسي الآن؟ |
| Öyleyse lejyonların, ihanetlerinin... cezasız kalmayacağını öğrenmeli. | Open Subtitles | إذن يجب أن تُعلم الفيالق أن خيانتهم لن تمر دون عقاب |