haftada yaklaşık bir dil kaybediyoruz ve tahminlere göre, önümüzdeki yüz yıl içinde dünya dillerinin yarısı yok olacak. | TED | نحن نخسر ما يقارب لغةً واحدة إسبوعياً وبعض التقديرات تشير أن نصف لغات العالم ستختفي خلال المئة سنة القادمة. |
Bana, haftada 5 pounda mükemmel terfi imkanları bulunan bir iş teklif etti. | Open Subtitles | ... وظفنـي لديه في الحال نظير 5 جنيهات إسبوعياً مع إمكانية ممتازة للترقية |
Araba alacak param olsa senden haftada 20 dolar almazdım. | Open Subtitles | ، لو كان بوسعي شراء سيارة لما تحصلتُ على 20 دولار منك إسبوعياً |
Kıçımı sallayarak haftada $650 kazanıyorum, sen de o sırada... hiçbir şey yapmıyorsun. | Open Subtitles | أنا أحصل على 650 دولاراً إسبوعياً مقابل الرقص ، بينما أنت تعبث أنت الأن لا تفعل شيئأ و أنا مضطر لدفع الإيجار |
Görüşmelerimiz haftalık rutine dönüştü. | Open Subtitles | أرى بأنّ نَجْعلُ زياراتنا تتكرر إسبوعياً. |
Sizin ülkenizde haftada kaç insan öldürülüyor ? | Open Subtitles | كم عدد الناس الذين يقتلون إسبوعياً في بلدك المسالمه ؟ لا أجد هذا سهلاً لأفترضه |
haftada altmış saatini seninle geçiriyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّ، لَكنَّها تَصْرفُ 60 ساعة إسبوعياً مَعك. |
Senin haftada 3 kez burada çalışmanı sağlarım ve böylece avludan uzak kalırsın. | Open Subtitles | وبالمقابل سأعرض عليك العمل ثلاثة أيام إسبوعياً هنا وأبعدك عن ساحة السجن |
"haftada üç gün, kollarımın her ikisi de kan akışını kısıtlamak amacıyla bağlanırdı..." | Open Subtitles | ثلاث مرات إسبوعياً كلتا ذراعىّ يُربطا لتحديد مجرى الدمّ |
haftada 35 saatten fazla çalışırlarsa ekstra izin alırlar. | Open Subtitles | هم مرتاحون إذا هم يعملون أكثر من 35 ساعة إسبوعياً يأخذون أيام أجازة إضافية |
Ya da haftada iki saat çalışıp, saati 250 dolar kazanabileceğim bir iş bulabilirim. | Open Subtitles | أَو أذا تمكنت من أَن أَجِدَ عمل بساعتان إسبوعياً في 250 دولارِ في السّاعة. |
haftada bir eşlerden ve çocuklardan uzaklaşmak... | Open Subtitles | نجتمع مرّة إسبوعياً بعيداً عن الزوجة والأبناء، |
haftada en az 3 defa spor salonuna gidiyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أنتظم في الصالة الرياضية ثلاث مرات إسبوعياً |
Demek istediğim LSAT sınavına hazırlanırken haftada 80 saat çalışıyorsun. | Open Subtitles | كل ما اقوله انك تعملين 80 ساعة إسبوعياً بيما تدرسين لإختبار القبول بكلية الحقوق كل ليلة |
haftada 20 tane yapıyor. | Open Subtitles | إنه يعالج العديد من الحالات المشابهه إسبوعياً |
- Bu sayede haftada dört dolar, temiz çorap ve yeni ayakkabılar alabiliriz. | Open Subtitles | -إفهمي! ربما نحصل على أربعة دولارات إسبوعياً ، بالإضافة إلى جوارب نظيفة، وأحذية جديدة، هيّا! |
Hayır. Bir buçuk günde bir. haftada dört-beş kez. | Open Subtitles | كلا، أربع أو خمس مرات إسبوعياً |
- haftada 90 saatten fazla çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت تَسْحبُ على 90 ساعة إسبوعياً. |
haftada 4-5 kez. | Open Subtitles | كلا، أربع أو خمس مرات إسبوعياً. |
Geleneksel haftalık görüşmemizi yapıyoruz yine. | Open Subtitles | أرى بأنّ نَجْعلُ زياراتنا تتكرر إسبوعياً |
Ve ne oluyor biliyor musunuz? Hizmet verdiğim topluluklar, her hafta silahlı şiddete ve mahkumiyetlere bağlı insan kaybediyorlar. | TED | وما كان يحدث في المجتمعات التي كنت أخدمها حيث كنا نخسر الناس إسبوعياً بسبب عنف السلاح والسجن الجماعي. |