| Scotty. Hadi, Beni dinle. Tanrı aşkına. | Open Subtitles | سكوتي ، إستمع لي إنسى المرض هل هنالك طريق حول الجسر ؟ | 
| Madeline, lütfen Beni dinle. Lütfen. Seni seviyorum. | Open Subtitles | مادلين, من فضلك إستمع لي من فضلك, أحبك, تلك هي الحقيقة | 
| Jerry, Beni dinle, ağırlığını dengeli tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | جيري، إستمع لي أنا أحتاجك لإبقاء وزنك مركز | 
| Dinle beni, Sai-Fong, Hong Kong'ta öleceksin. | Open Subtitles | أنت تمزح إستمع لي ستموت في هونج كونج لقد رأيت هذا | 
| Dinle beni, adi pislik, bunu midene sokmak için düşünmem bile. | Open Subtitles | إستمع لي ايها البدين الكسول سوف أدخله في داخل حلقك إذا لم تعطنا مانريده | 
| Beni dinle. Almanya'yı boşver, Avrupa'yı da boşver. | Open Subtitles | إستمع لي , لا تُقلق نفسك بخصوص المانيا لا تقلق نفسك بخصوص اوروبا | 
| Beni dinle, Almanya'yı boşver, Avrupa'yı da. | Open Subtitles | إستمع لي , لا تُقلق نفسك بخصوص المانيا لا تقلق نفسك بخصوص اوروبا | 
| Hayır ama Beni dinle. | Open Subtitles | لا, فقط إستمع لي ذلك الموقع, يقول هؤلاء الأشخاص | 
| Beni dinle. Sanırım avukata ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لا ، إستمع لي أعتقد أنه سيحتاج إلى محامي | 
| ne kötü,Bu işi tam da sevmeye başLamıştım kahroLası Beni dinle piç kurusu | Open Subtitles | هذا مؤسف لقد بدأت أحب هذا العمل تبا, إستمع لي أيها الوغد | 
| Beni dinle, parasal olarak sana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | إستمع لي, سوف أساعدك مالياً سوف أفعل ما استطيع حقاً لأساعد | 
| Beni dinle, koreli bi çift var ve burayı satın almak istiyorlar. | Open Subtitles | الآن, إستمع لي هُناك كوريون و يريدون شراء هذا المكان | 
| Sen Beni dinle sersem benimle böyle kouşamazsın | Open Subtitles | ثم سأرسلهم لوالدتك اللعينة لا, إستمع لي لن تتحدث معي هكذا | 
| Norman, Beni dinle. Zaten sorunlarla boğuşuyoruz. | Open Subtitles | نورمان، إستمع لي لدينا الكثير من المشاكل هنا | 
| Beni dinle, konuşmak istemediğini biliyorum ama-- Hayır, sen Beni dinle. | Open Subtitles | ــ حسناً , إسمعيني , أعلم أنّكِ لا تريدين ذلك لكن ــ لا , إنتَ إستمع لي | 
| Bu işte tek başıma başarılı olmaya çalışacağım, Brown Valley'de. Dinle beni, evlat. | Open Subtitles | و انا سوف أحاول تأسيس عملي الخاص في الوادي البني من خلالهم إستمع لي أيها الفتى | 
| Dinle beni. Sen sözleri kolaylıkla çarpıtılan zeki birisin. | Open Subtitles | إستمع لي أنت رجل ذكي ، والذي تتغير كلماته بسهولة | 
| Scotty, Dinle beni. Lütfen. Tanrı aşkına. | Open Subtitles | سكوتي ، إستمع لي إنسى المرض ، سكوت | 
| Lanet olsun, Dinle beni! Ben seni dinledim. | Open Subtitles | تباً، إستمع لي لقد إستمعت إليك | 
| Foss Dinle beni. Biliyorum oradasın. | Open Subtitles | فوس, إستمع لي, أنا أعرف بأنك هناك | 
| Beni dinleyin. Olduğunuz yerde kalırsan kimse zarar görmez. | Open Subtitles | إستمع لي إبقوا مكانكم، و لن يتأذى أي أحد | 
| beni iyi dinle. | Open Subtitles | صحيح. حسنا، إستمع لي. |