| Hukuki açıdan bakarsak, tahliye şartlarımı bariz şekilde ihlal ettim. | Open Subtitles | من وجهة نظر القانون, كان الأمر انتهاك لشروط إطلاق سراحي |
| Şartlı tahliye edilmeden birkaç hafta önce, bir danışman beni cezaevinde sunulan yeni bir lisans dersine katılmam için teşvik etti. | TED | قبل إطلاق سراحي المشروط ببضعة أسابيع، شجعني مستشار على التسجيل في صف جامعي جديد يقدم داخل السجن. |
| Şartlı tahliye görüşmeme üç ay kaldı. | Open Subtitles | لدي حوالي 3 أشهرٍ حتى إطلاق سراحي المشروط. |
| Aslında, yapacağınız en iyi şey, beni serbest bırakmak olacaktır. | Open Subtitles | في الواقع , أفضل ماتقدرون على فعله هو إطلاق سراحي, |
| Aynı zamanda serbest bırakılmam için dilekçe imzalayan, 3,000 kişi kadar, büyük destek veren çok fazla insan var. | TED | وهناك عدد آخر من الأشخاص ايضا من الداعمين، كهؤلاء ال 3،000 شخص الذين وقعوا على الإلتماس من أجل إطلاق سراحي. |
| Sosyal hizmetimi yapmalıyım. Şartlı tahliyemin koşullarından biri. Unuttun mu? | Open Subtitles | يجب أن أقوم بخدمتي الإجتماعية إنه جزء من إطلاق سراحي , أتذكرين؟ |
| Senin kontrolünde, FBI gözetimi altında salındım. | Open Subtitles | تم إطلاق سراحي إلى عُهدة المباحث الفدرالية تحت إشرافك |
| Şartlı salıverme memuru gönderdiğin mektupları görünce burada kalmama izin verdi. | Open Subtitles | بعد ما رأى ضابط إطلاق سراحي رسالاتك لي وافق أن أسكن هنا |
| tahliye memurum birazdan beni bulacak. | Open Subtitles | ضابط إطلاق سراحي سيَجِدُني فى أيّ ثانية. |
| Şartlı tahliye memuruma bir teşekkür mektubu yazmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أرسل رسالة شكر إلى ضابط إطلاق سراحي |
| Tüm şartlı tahliye duruşmalarımda heyete beni serbest bırakmamalarını söylediniz. | Open Subtitles | أراك في كل جلسات إطلاق سراحي دائماً مايخبر اللوحه ألا تحررني |
| En kısa zamanda bu lanet yerden çıkıp tahliye memurumu arayacağım. | Open Subtitles | حالما أخرج من حفرة الجحيم هذه سأكلم ضابط إطلاق سراحي |
| Şartlı tahliye şartlarına göre bir bilgisayara dokunmam bile yasak. | Open Subtitles | وأيضاً ليس من المفترض أن ألمس الحاسوب إنه شرط إطلاق سراحي |
| 11 günlük zifiri karanlıktan sonra serbest bırakıldım. | TED | وبعد 11 يوما من العتمة الشديدة، تم إطلاق سراحي. |
| Bugün serbest kalmam benim deli olduğumu mu gösteriyor? | Open Subtitles | أتظنينني مجنوناً ليتم إطلاق سراحي اليوم؟ |
| Eğer yakalanırsam, serbest bırakılmamı garanti altına almak için ya elimizdeki rehineyi kullanacaktı ya da yeni birini kaçıracaktı. | Open Subtitles | إذا ما مسكتُ يوماً ما هو من المفترض أن يستخدم الرهينة التي لدينا أو أختطاف واحدة أخرى ليضمن إطلاق سراحي |
| Şartlı tahliyemin koşulları, internet kullanmamı ya da diğer seks suçlularıyla görüşmemi yasaklıyor. | Open Subtitles | شروط إطلاق سراحي تحرم عليّ إستخدام الإنترنيت أو الإختلاط بمعتدين جنسيين آخرين. |
| Erken tahliyemin arkasında onların olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم المسئولون عن إطلاق سراحي المبكر |
| - Ama suçlama olmadan salındım. | Open Subtitles | لكن تم إطلاق سراحي بدون أية تهمة |
| Şartlı salıverme memurumu görmeliyim. | Open Subtitles | عليّ أن أذهب لرؤية ضابط إطلاق سراحي |
| Ama şartlı tahliyem yüzünden bilgisayar kullanmam yasak. | Open Subtitles | اياً كان ، إطلاق سراحي المشروط يمنعني من إستخدام الحاسوب |