| Bunu yaptım çünkü doğru olduğuna inanıyordum. | Open Subtitles | أنا هو لأن إعتقدت بأنّه كان الشيء الصحيح ليعمل. |
| Onun sadece talihsiz bir hayatı olduğuna inanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه كان فقط - هو فقط بدا بأنّه كان عنده أكثر من سهمه من الحظّ السيئ. |
| Neyse, biraz laflarız diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا، إعتقدت بأنّه يجب ان نرى بعضنا لفترة |
| Ayrıntıları anlatmak sana düşer diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا فقط إعتقدت بأنّه كان ك perogative لإخباره أكثر. |
| Bu sabahki görevi alınca, bir yanlışlık olduğunu sandım. | Open Subtitles | عندما حصلت على الأوامر هذا الصباح، إعتقدت بأنّه كان خطأ. |
| İlk gördüğümde bir kopya cinayet olduğunu sandım. | Open Subtitles | في باديء الأمر إعتقدت بأنّه تقليدي. |
| Öldüğüne inanıyordum ama... şimdi şüphe etmek için nedenlerim var. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه كان ميت... لكن الآن عندي سبب للشكّ في ذلك. |
| - utandırıcı bir şey olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه قد يكون محرجا بعض الشيء |
| İşe yarar diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه قد يكون مفيدا |
| Vahşi bir domuz olduğunu sandım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّه كان خنزير بري. |