| "Affedersiniz efendim, bana söyler misiniz, Lord Wendover hayatta mı öldü mü?" | Open Subtitles | إعذرني ياسيدي، هل يمكن أن تخبرني هل السيد "ويندوفر" حي أم ميت؟ |
| Affedersiniz, efendim? Bu koridorun açık kalması lazım. | Open Subtitles | إعذرني يا سيدي نريد أن نبقي هذه الحارة خالية |
| Dur Daphne ben yardım ederim. Pardon, Bruce. | Open Subtitles | كلا دافني , دعيني أنا أساعدك إعذرني بروس |
| Affedersin aklımda tutmam gereken o kadar şifre var ki. | Open Subtitles | إعذرني. مِن الصعب إبقاء في رأسِك حفنة مِن كلمات السر. |
| Gevezeliğimi bağışlayın bayım. | Open Subtitles | إعذرني للذهاب هكذا يا سيدي لقد أعجبت بعملك أيضاً |
| Hatta şeker kavanozunu devirdi. Ben de masayı temizledim. İzninizle. | Open Subtitles | حتى أنّها سكبت السكر ، وقالت أنّها بحاجة لمساعدتي لتنظيف الفوضى ، إعذرني |
| Affedersiniz efendim. Yüksek lisans tezim için imzanıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | إعذرني يا سيدي، أحتاج إلى توقيعك على أطروحة الماجستير الخاصة بي |
| - Affedersiniz onun yanına gideceğim. - Hayır, kal! | Open Subtitles | إعذرني سيدي ,عليه أن أذهب إليه لا ,إبقي |
| Affedersiniz ama bazılarımız burada uyumaya çalışıyor. | Open Subtitles | إعذرني هناك احد يحاول انا ينام هنا |
| afedersiniz, Pardon,doğruca geliyorum. Özel ihtiyaçlar. | Open Subtitles | إعذرني ، آسف ، آتٍ في الطريق إحتياجات خاصة |
| Pardon ama kafana vururken teknik bilgi birikimini pek bilmiyordun. | Open Subtitles | إعذرني. كأنك ستعلم تقني ذو خبرة حتى لو ضربك على رأسك |
| Pardon? Burada iyi bir iş yaptığımı sanıyordum. | Open Subtitles | إعذرني, ظننت أني أقوم بعمل جيد |
| Evime ölü hayvan girsin istemedim, Affedersin. | Open Subtitles | إعذرني لعدم رغبتي في جلب حيوانات ميتة لمنزلي |
| Affedersin, saatin var mı dostum? Saatim bozuk. | Open Subtitles | إعذرني ، صديقي هل تعرف كم الوقت ؟ |
| Gevezeliğimi bağışlayın bayım. Sizin filmlerinize de hayranım. | Open Subtitles | إعذرني للذهاب هكذا يا سيدي لقد أعجبت بعملك أيضاً |
| İzninizle Sör Chareles, kız kardeşimle ilgilenmem gerekiyor. Elbette. | Open Subtitles | إعذرني ,سير تشارلز علي أن أذهب للأعلى لأهتم بأختي |
| Anlamadım. | Open Subtitles | إعذرني ؟ |
| Pekâlâ. İzninle. Ben gidip çevremde bir sürü erkek varken plastik bir kaba attıracağım. | Open Subtitles | حسناً, إعذرني بينما أستمني في طبق بلاستيكي |
| Afedersin ama çıplak dediğini sandım. | Open Subtitles | إعذرني ، لكني إعتقدت بأنك قلت بأنها كانت عارية. |
| Özür dilerim, beyefendi, size bir kaç sigara getirmiştim. Sigara mı? | Open Subtitles | إعذرني سيدي ، فكرت بإحضار بعض السجائر لك. |
| ..ya da "Kusura bakmayın, Dr. Patterson, ama osuruğunuz kokmuyor" şeklinde muamele görmeye başladı. | Open Subtitles | إعذرني دكتور باترسون لكن إنتفاخ بطنك ليس له رائحة ؟ |
| Beni affedin. Konuşmamızı kısa kesmek zorundayım. | Open Subtitles | رئيس الوزراء إعذرني , يتوجب علي قطع هذه المحادثة القصيره |
| Kusura bakma ama bence biraz uzun olmuş ve yarıya indirebiliriz. | Open Subtitles | إعذرني ولكنًي اعتقد اننا اْسهبنا في كتابته واعتقد انه يمكننا ان نقتطع من نهايته قليلا |
| Ah, afedersiniz... Bunu oraya koymayın, lütfen? | Open Subtitles | آه ، إعذرني أيمكنك أن لا تضع هذا هناك ، لو سمحت ؟ |
| İkinci bir çıkış varmış. Af edersiniz. | Open Subtitles | .هناك مخرج ثانٍ .إعذرني |
| Affedersiniz. Müsaadenizle. Affedersiniz. | Open Subtitles | إعذرني ، المعذرة |