| Ya kabul et ya da git bağlaması. İşi kabul edip etmemen fark etmez. Ben nasıl olsa paramı aldım. | Open Subtitles | خدعة إقبل بها كما هي أو إتركها يارجل أن لا يهمني إذا إشتريتها أم لا أنا أستطيع الدفع بغض النظر |
| - Kalk ve sana bahşedilen mucizeyi kabul et. - Amin. Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | إنمو و إقبل المعجزة التى منحك إياها آمين ، سبحان الله |
| Minnettar halkından ve imparatorundan bu defne tacı kabul et. | Open Subtitles | إقبل هذا التاج من شعبك الممتن ومن إمبراطورك |
| Hayır, karakter olarak kim olduğunu kabullen. | Open Subtitles | لا، إقبل ما أنت عليه كإنسان |
| kabullen, affet, özgür bırak. | Open Subtitles | إقبل , سماح , حرر |
| - Lütfen Rinne Festivali hediyemi kabul edin. | Open Subtitles | إقبل رجاءًا هديّة مهرجان ريني خاصتي. ماذا؟ أهي لي؟ |
| Şimdilik bu teklifi kabul ediniz. | Open Subtitles | مادمت جئت بنفسك.. إقبل هذه الهبة من فضلك |
| Desteğimi kabul et, sana senatoda bir koltuğu sana garanti edeyim. | Open Subtitles | إقبل دعمي وسأضمن لك مقعداً في مجلس الشيوخ |
| Neyse, lütfen bankaya yalnız gitmemi kabul et. | Open Subtitles | على أي حال رجاءً إقبل مرافقتي للمصرف وحدنا |
| Ama lütfen bu tek seferlik ekstra ödülü kabul et. | Open Subtitles | مع دلك، إقبل من فضلك في هده المرة فقط هدية إضافية |
| kabul et, bitti. Üzerine düşünecek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | إقبل الوضع، لقد إنتهى الأمر لم يعد هناك شئ لتفكر فيه |
| Yasal bir dayanağın yok, bu nedenle kabul et gitsin. | Open Subtitles | ليس لديك عصاً قانونية للوقوف على قدميك لذا , إقبل بذلك |
| Y yüzden anlaşmayı kabul et, yarın uyan ve işine git. | Open Subtitles | .لذا إقبل بالصفقة , وإستيقظ بالغد,وإذهب للعمل |
| kabul et ya da etme. | Open Subtitles | .سيكونُ لدي مكانٌ بالتصويت .إقبل بهذا وإلّا فلا |
| Hiç durma, hemen kabul et, "beyfendi". | Open Subtitles | ،تفضل إقبل الوظيفه الصغيره، أيها الرجل |
| kabul et ya da bırak. | Open Subtitles | اللوحة قد مُزقت، إقبل العرض أو إرفضه |
| Bunu bir dostun hediyesi olarak kabul et ya da etme. | Open Subtitles | إقبل هذه كهدية من صديق أو لا تقبلها |
| Bunu kabullen ve eğlenmene bak. | Open Subtitles | إقبل ذلك، و دعنا نذهب للمتعة. |
| Sen rehinesin, kabullen. | Open Subtitles | أنت رهينة إقبل بذلك |
| Sana rehinesin dedim! kabullen artık! | Open Subtitles | قلت لك، أنت رهينة إقبل بالأمر |
| - Lütfen efendim, aciz özrümü kabul edin. - Lütfen, lütfen. | Open Subtitles | رجاءً سيّدي إقبل إعتذاراتي المتواضعة - أرجوك, أرجوك - |
| - Lütfen bunu bir teşekkür olarak... - Hayır, hayır, hayır. ...kabul edin bayım. | Open Subtitles | فقط إقبل هذا كشكر |
| Bu ekmek ve tuzu, konukseverliğimizin göstergesi olarak kabul ediniz. | Open Subtitles | إقبل هذا الخبز والملح كنوع من الضيافة |