| Bunu, hayatında Yaptığı, en büyük hata olarak nitelendiriyor. | Open Subtitles | أخبرني عنه منذ زمن طويل يدعوه أكبر خطأ إقترفه في حياته |
| Aslında bizim kuşağın Yaptığı tek hata şu gördüğünüz kuşağı yaratmaktı. | Open Subtitles | في الواقع، الخطأ الوحيد الذي ...إقترفه جيلنا هو خلقنا لذلك الجيل |
| Yaptığı tek hata yanlış kadına vurulmasıydı. | Open Subtitles | الخطأ الوحيد الذي إقترفه الوقوع فى غرام المرأة الخاطئة. |
| Yani Yaptığı şey için amcanın peşinden gitmek istersen ben arkandayım. | Open Subtitles | ،لذا لو تريد ملاحقة عمك عما إقترفه فأنا أدعمك |
| Yaptığı şeyi psikolojik olarak düzeltmek istiyor, ama kardeşine bu kadar öfke duyduysa niye bunca zaman bekledi? | Open Subtitles | حاول التراجع نفسياً عما إقترفه لكن لو كان يُضْمِر هذا النوع من الغضب تجاه أخيه فلما إنتظر طويلاً؟ |
| Ama Yaptığı her şeyin hesabını vermeli. | Open Subtitles | ينبغي أن يدفع ثمن كل ما إقترفه |
| Yani Yaptığı şey için amcanın peşinden gitmek istersen ben arkandayım. | Open Subtitles | ،لذا لو تريد ملاحقة عمك عما إقترفه |
| Yaptığı şey için ceza alacak. | Open Subtitles | ستتم معاقبته بشدة لما إقترفه |
| Yaptığı şeylerin hatıraları yakasına yapışırken. | Open Subtitles | تطاردة ذكريات ما إقترفه |
| Tanrı, Joe'nun Yaptığı şeylere izin vermezdi. | Open Subtitles | الله لم يكن ليدع (جو) يفعل ما إقترفه |