| Güney Kore'deki hayata alışmak kolay olamamasına rağmen bir plan yaptım. Üniversite giriş sınavına çalışmaya başladım. | TED | ورغم أن التأقلم على الحياة في كويا الجنوبية لم يكن سهلاً إلا أنني أعددت خطة. وبدأت أدرس لإختبارات الإلتحاق بالجامعة |
| Yüzmeyi bilmeme rağmen ne kadar uğraşsam da su yüzeyine çıkamıyorum. | TED | على الرغم من أني بالفعل أعلم كيف أسبح، إلا أنني لم أستطيع الصعود لأعلى سطح الماء، بالرغم من المحاولات التي بذلتها |
| Ben de zamanı bir kumaş gibi görüyorum, ama ben o kumaşı alıp düzleştiriyor, tek bir düzleme sıkıştırıyorum. | TED | أنا أرى الزمن كالقماش أيضاَ، إلا أنني آخذ النسيج و أسطحه،وأضغطه في مستوى واحد. |
| ama ben, her gün sadece bu kitabı görmek için o mükemmel odayı dağıtma riskini alırdım. | TED | إلا أنني كنتُ أخاطر كل يوم بإحداث الفوضى في تلك الغرفة المثالية فقط من أجل رؤية ذلك الكتاب |
| Yine de her afyon çekişinde seni memnuniyetle pataklarım. | Open Subtitles | إلا أنني أود صفعك كل مره تنساق وراء الإدمان |
| Yine de her afyon çekişinde seni memnuniyetle pataklarım. | Open Subtitles | إلا أنني أود صفعك كل مره تنساق وراء الإدمان |
| Ancak Hindistan'ın önü daha açık. | TED | إلا أنني أعتقد بأن الهند قد أحرزت تقدماً في هذا الشأن. |
| ve tabii ki bunu kabul etmiyorum çünkü 94 yaşında olmama rağmen, ben "hâlâ" çalışmıyorum. | TED | لكنني بالطبع لا أوافق هذه الفكرة، لأنني على الرغم من كوني في الرابعة والتسعين من عمري إلا أنني أعمل إلى الآن. |
| Bütün sorunlarına rağmen... hayal bile edemeyeceğim kadar borcu ödemek için hayat boyu... köle gibi çalışma olasılığına rağmen... bu evi seviyorum. | Open Subtitles | رغمكلالمشاكل.. ورغم احتمال بقائي تحت رحمة الدين بقية حياتي وهي ديون تتجاوز كل أحلامي إلا أنني أحب المنزل |
| "Dışarı!" Küçük olmama rağmen bunun ne olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | ،على الرغم من أنني كنت مجرد طفلة إلا أنني قد أدركت ما يعنيه هذا |
| Buranın geleneklerini, nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorum, ya da burada insanların nasıl yaşadığını, buna rağmen beni kabul edeceğinizi düşünüyordum. | Open Subtitles | رغم أنه لا علم لي بالعادات المحلية وبطريقة حياة الناس هنا وكل ذلك إلا أنني كنت واثقا أن اللقاء سينتهي على هذا النحو |
| İtiraf etmeliyim rağmen, ben aslında 117 olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | إلا أنني يجب أن أعترف لقد ظننت حقاً أنك 117 |
| Daha büyük olmama rağmen Drew'un abisi gibi hissedemedim kendimi hiç. | Open Subtitles | رغم أني كنت الابن البكر إلا أنني لم أشعر يوماً أني كذلك |
| ama ben her zaman hikayelerin de benzer bir etkisi olduğuna inanmışımdır. | TED | إلا أنني لطالما اعتقدت أن للقصص تأثير مماثل علينا. |
| Aslında hiç tecrübem yok ama ben...ben gerçekten çok çalışırım. | Open Subtitles | ليست لدي خبرة , ليس بالضبط إلا أنني عاملة مجتهدة جدا |
| Şişesi 60$ ama ben kutusunu 10$'dan aldım. | Open Subtitles | الزجاجة بـ60 ليرة في كل مكان، إلا أنني حصلت على هذا بـ10 ليرة للصندوق يا رجل |
| Aslında kulağa garip gelebilir ama ben seni görmeye geldim. | Open Subtitles | في الواقع, بغض النظر عن مدى غرابة هذا الأمر, إلا أنني هنا لرؤيتك |
| Yine de, doğuştan gelen ya da geçirilmiş bir hastalığın neticesi olan... anatomik bozukluklar hakkında... yeterli deneyime ben sahibim. | Open Subtitles | إلا أنني أتمتع بكفاءة معينة فيما يتعلق بمضاعفات الشذوذات الخلقية أو الناتجة عن مرض سابق |
| Yine de çok eğlenceli. Müthiş vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أنها كانت مرحه إلا أنني قضيت وقتا ممتع |
| Bir şey yok aramızda ama Yine de işleri onun için batırmayı başardım. | Open Subtitles | إلا أنني تمكّنت من إفساد الأمور معه من جديد. |
| Evet hanfendi, dediklerinizi yaptım, Ancak köpeğimi bulmada onlar yetersiz kaldı. | Open Subtitles | نعم, سيدتي, قصدت أن أتجوّل لأفعل هذا، إلا أنني قطعتُ نصف الطريق باحثاً عن كلبتيّ |
| Ancak bununla ilgili birşeyler yapmaya çok korktum. | Open Subtitles | إلا أنني كنت خائفاً جداً للقيام بشيء حياله |