| Mantıklı değil tabii beynimin limbik bölgesinde bir sorun yoksa. | Open Subtitles | إلا لو كانت ثمّةَ مشكلةٌ في المنطقة الحوفيّة من دماغي |
| tabii sen de kadınların ödeme yapmasından hoşlanmayan biri değilsen. | Open Subtitles | إلا لو كنت أحد الرجال الذين لا يدعون المرأة تدفع |
| Ona zarar veriyor, asıl zayıf noktasını biliyorum. Yani gideceğiz, tabii ayrılmak istemiyorsanız. | Open Subtitles | إنه يؤلمه، وأعرف نقطة ضعفه الحقيقية لذا سنذهب، إلا لو أردتم الخروج الآن. |
| Onlar insanlara hizmet etmez, Tabi insanlar kurban vermediği sürece. | Open Subtitles | إنهم لا يقوموا بخدمة البشر إلا لو قام البشر بعمل تضحية |
| Tabi, annenin cehenneme gitmesini istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا لو أنكِ تريدين أن تذهب أمكِ إلى جهنم |
| Fıstık ezmesiyle kaplı olmadıkça bir daha asla öyle bir hapı yutmam. | Open Subtitles | لن أتناول حبوب كهذه مجدداً إلا لو كانت مغطاة بزبدة الفول السوداني |
| Sana beni acil bir durum olmadığı sürece hastaneden çağırtmamanı-- | Open Subtitles | . . أخبرتك ألا تستدعيني في المستشفى إلا لو |
| Çöl güneşi duyularını köreltmediyse tabii. | Open Subtitles | إلا لو كانت شمس الصحراء قد بلدت من أحاسيسك |
| Çöl güneşi, duyularını köreltmediyse tabii. | Open Subtitles | إلا لو كانت شمس الصحراء قد بلدت من أحاسيسك |
| tabii sadece turuncu ipek sizi ilgilendirmiyorsa. | Open Subtitles | لا شئ .. إلا لو كان السيد يولى إهتماما إحترافيا بالحرير المشمشى ؟ |
| tabii siyah limuzinin şoförü oysa bilemem. | Open Subtitles | إلا لو كان هو الرجل الذى كان يقود الليموزين السوداء |
| Tekrar başlama yine, tabii konuşmanın sonu sekse gitmeyecekse. | Open Subtitles | لا تبدأي بذلك حتى إلا لو أردي أن تخدعيني بالجنس |
| tabii birilerini dövmek yeni bir aile değeri olmadıysa. | Open Subtitles | إلا لو كان إذاء مَن حولي هو من تقاليد العائلات الجديدة. |
| Tabi keşfedilip bir film yıldızı olursam o başka. | Open Subtitles | بالطبع إلا لو تم إكتشافي وأصبحت نجمة سينيمائية |
| Tabi 19. yüzyılda yaşayan bir asilzaze falan değilseniz. | Open Subtitles | إلا لو كنت نبيلاً أو ما شابه في القرن التاسع عشر |
| Evet,bütün gün onunla olup konuşmam gerekiyor, Tabi iyi bir nedenim yoksa. | Open Subtitles | نعم , من المفترض أن أتبعها وأنأتحاورمعهاطوال اليوم, إلا لو استطعت اختلاق سبب طبي يبعدني عنها |
| Tabi eğer benden başka bir isteğiniz daha yoksa çünkü yaparım. | Open Subtitles | إلا لو كنت تريدنى افعل شىء اخر لك لاننى صراحة سـ... |
| Tabi bu fikir sana çok ters gelmiyorsa, ki... bu normal olabilir. | Open Subtitles | إلا لو كنتِ تكرهين هذه الفكرة تماماً .. عندها. |
| Tatmin olmadıkça bu sandığı vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نتخلى عن هذا الصندوق إلا لو كنا راضين |
| - O da bir ihtimâl, ama zorunda olmadıkça bu konuda endişe etmemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | , هذا محتمل لكني لا أفضل القلق حيال هذا إلا لو اضطررنا |
| Ne yazık ki randevunuz olmadığı sürece kimse sizinle görüşemez. | Open Subtitles | لسوء الحظ , لن يقابلك أحد إلا لو كان لديك موعد |
| Goncayı bizzat seçmem lazım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أختار إلا لو كنت هناك |