| Amerika'da gayler sokaklara dökülüyor ve eşit haklar için savaşıyor. | Open Subtitles | الناس في أمريكا يخرجون إلى الشوارع ويقاتلون من أجل المساواة |
| Aslına bakarsanız aileleri sokaklara çıktı. Ama onları desteklemek için. | TED | وإنما خرج والديهم إلى الشوارع وقدموا لھم الدعم، |
| Milyonlarca Amerikalı bir gecede aktivist hâline dönüştü ve çok kısa bir zamanda, rekor sayıda insan sokaklara döküldü. | TED | أصبح الملايين من الأمريكيين نشطاء بين عشية وضحاها، يتدفقون إلى الشوارع بأرقام قياسية في زمن قياسي. |
| En ufak esinti rüzgâr kulelerinde yakalanır ve aşağıya, sokağa yönlendirilir. | Open Subtitles | وكل هبة هواء يلتقطها برج هواء وتقاد هبة الهواء إلى الشوارع |
| Sohabi Tucker ve Laura Johns adında iki tıp öğrencim araştırmalarını tam anlamıyla sokağa taşımış oldular. | TED | طلابي في الطب، سوهافي توكر ولورا جونز، نزلوا ببحثهم حرفيًا إلى الشوارع. |
| Ancak kadınlar da mobilize olmada, organizasyonda, sokağa dökülmede önemli bir itici güç olmuşlardı. | TED | لكن النساء كن أيضاً قوة قائدة مهمة جداً، في التعبئة و التنظيم والنزول إلى الشوارع. |
| Yoldaşlar, ayaklanalım ve ele geçirelim sokakları. | Open Subtitles | أيها الرفاق ، دعونا ننهض و نخرج إلى الشوارع ، الرجال والنساء بالأسلحة في متناول اليد |
| Birkaç atış yaptıktan ve radyo istasyonunu ele geçirdikten sonra yüz binlerce vatandaş, bizi kurtarıcı olarak karşılamak için sokaklara döküldü. | TED | بعدما أطلقنا عدة طلقات نارية وسيطرنا على محطة الإذاعة، سارع مئات الآلاف من المواطنين إلى الشوارع للترحيب بنا كمحررين. |
| 2012 yılındaydı ve Suriyeliler sokaklara akın ediyordu. | TED | نُشرت في عام 2012، والشعب السوري كان يخرج إلى الشوارع حينها. |
| Hayatlarını dönüştürmek üzere sokaklara çıkan sıradan insanların her geçen gün arttığı Afrika topluluklarına dönüp bakmalıyız. | TED | علينا أن نوجه أنظارنا إلى المجتمعات الأفريقية، حيث يخرجُ الناس العاديين إلى الشوارع لتغيير حياتهم. |
| Oysa gerçekte, insanlar kendiliğinden sokaklara dökülüyorlardı. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة الناس نزلوا إلى الشوارع بصورة تلقائية |
| Sonbaharda, 3 milyon işçi sokaklara döküldü. | Open Subtitles | في فصل الخريف خرج ثلاثة ملايين عامل إلى الشوارع |
| Yani, o adamın sokaklara dönme riskini göze alamam, sevdiğim birine yaptıklarından sonra hele. | Open Subtitles | أعني لن أخاطر بإعادة هذا الرجل إلى الشوارع لكن الإقرار بهذا بعد ما فعله بشخص أحببته |
| Güney Los Angeles'ın bir düzineden fazla semtinin sakinleri... sokaklara dökülecek. | Open Subtitles | حيث سكّان من جميع جاليات جنوب لوس أنجليس . سيخرجون إلى الشوارع |
| sokaklara geri dönebilirler ve her ne yaparlarsa her kimi yaralarlarsa benim suçum olacak. | Open Subtitles | قد يعودون إلى الشوارع ومهما فعلوا وكل من يؤذونه سيكون خطأي |
| Aileleri zorla sokağa attığınızı okuyan herkes. | Open Subtitles | و كل شخص يقرأ أنك تجبر العائلات على الخروج إلى الشوارع |
| Tamam, üçüncü seviye sokağa çıkma yasağı gerekli. Dışarıda kimse kalmasın. | Open Subtitles | حسناً, علينا إذاً أن ننتقل إلى المستوى الثالث, ليلزم الجميع بيوتهم, و لا يخرج أحد إلى الشوارع |
| Kendi evlerinden zorla atılan insanlara, kimi zaman trajik bir şekilde mağdur olup sokağa atılan insanlara. | Open Subtitles | إجبار الناس على الخروج من منازلهم إلى الشوارع لأنهم هم الضحايا للظروف المأساوية أحياناً |
| Dâhi sokağa çıkıp bunu araştırmak istiyor. | Open Subtitles | العبقري يود الخروج إلى الشوارع .والتحقيق بهذا الأمر |
| Sonra, sokağa kaçıp kalabalığın arasında gizlenmiştik. Ama o kalabalığın arasında bir kurşun oğluma isabet etti. | Open Subtitles | بعد ذلك، هربنا إلى الشوارع لنختبأ بين الحشد لكن في ذلك الحشد، رصاصة قتلت ابني. |
| İş kiliselerde başladı lakin şimdi yoldaşlarımız sokakları da ele geçiriyor. | Open Subtitles | بدأت في الكنائس , و لكن الآن , إخوتُنا ينقلونها إلى الشوارع |