Katil bu ipliği aldı, kullandı arabaya koydu, Ormana kadar taşıdı. | Open Subtitles | لكن القاتل ألتقط هذا النسيج أخذه للعمل و ضعه في سيارته حمله إلى الغابات |
Sırplar hemen gelmeden önce babam, beni ve kardeşimi Ormana gönderdi. | Open Subtitles | أرسلني والدي وأخي إلى الغابات قبل أن يأتي الصرب |
Sanırım bir şehir kızını Ormana göndermenin eğlenceli olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | أظن أنه يعتقد أن الأمر سيكون ممتعاً عند إرسال فتاة من المدينة إلى الغابات |
İnsanları ormanlara sebepsiz yere ölsünler diye gönderiyor. | Open Subtitles | على إرسال الناس إلى الغابات ليموتوا بلا سبب |
Bir anda annem beni bir çalılığın içine itip sessiz olmamı söyledi. | Open Subtitles | عندما فجأة دفعتني إلى الغابات ـ ـ ـ وأمرتنى أن أبقى هادئاً |
Kulübün bizi Ormana götürenlere karşı katı kuralları var. | Open Subtitles | هناك سياسة صارمة في النادي ضد السماح للناس إغرائك إلى الغابات |
o akşamdan sonra, seninle bir daha Ormana gitmeyeceğime yemin ettim. | Open Subtitles | ولقد أقسمت بعد تلك الليله أني لن أعود إلى الغابات معك مجدداً |
Bazı şövalyeler Ormana kaçtı, ancak kaçamayanlar ya zindanda ya da öldüler. | Open Subtitles | بعض الفرسان هربوا إلى الغابات لكن من لم يهرب إما بسجوننا الآن أو موتى |
İşte. Ormana doğru koşabildiğin kadar hızlı koş. | Open Subtitles | هناك، توجه إلى الغابات في الحال، بأقصى سرعة ممكنة، هيّا |
- Doktorlara Ormana gitmeyin diyormuş. | Open Subtitles | تحذر الأطباء والممرضين بألا يذهبوا إلى الغابات |
İzcileri alıp Ormana falan götürürdü. | Open Subtitles | وكان يأخذ الاطفال إلى الغابات وهذه الأشياء |
Ormana varmamız yaklaşık bir buçuk saat sürer. | Open Subtitles | نحن يمكن أن تدفع إلى الغابات في حوالي ساعة ونصف. |
Güven bana. Kaybolursun. Ben Ormana yüz kere gittim. | Open Subtitles | ثقي بي, ستفعلين لقد ذهبت إلى الغابات لمئات المرات |
Güven bana. Kaybolursun. Ben Ormana yüz kere gittim. | Open Subtitles | ثقي بي, ستفعلين لقد ذهبت إلى الغابات لمئات المرات |
İnsanları devasa grup seksler için Ormana çekermiş. | Open Subtitles | يقودون الناس إلى الغابات ليمنحوهم نشوات ضخمة. |
Bazen Ormana gidip kuşlara bağırdım. | Open Subtitles | وأحياناً كنت أذهب إلى الغابات وأصرخ على الطيور. |
Gezegenimizdeki tatlı suyun %80'ini oluşturan kıta buzullarından yerküreyi çevreleyen donmuş ormanlara. | Open Subtitles | ابتداءً من قممها الجليدية التي تختزن ما نسبته 80% من مياه كوكبنا العذبة إلى الغابات المتجمدة التي تُطوق العالم بأسره |
Gezegenimizdeki tatlı suyun %80'ini oluşturan kıta buzullarından yerküreyi çevreleyen donmuş ormanlara. | Open Subtitles | ابتداءً من قممها الجليدية التي تختزن ما نسبته 80% من مياه كوكبنا العذبة إلى الغابات المتجمدة التي تُطوق العالم بأسره |
Son olarak, bir bilim insanı ve bir insan olarak ve şimdi, TED topluluğunun bir parçası olarak, daha iyi araçlara sahip olduğumu hissediyorum: Ağaçlara, ormanlara, doğaya yardım için, doğaya dair -- nerede ve kim olursak olalım insanlara dair -- yeni keşifler yapmak için. | TED | وأخيرا، كعالمة وكانسانة والآن، كجزء من مجتمع تيد، أشعر بأن لدي أفضل الأدوات للخروج إلى الأشجار، والخروج إلى الغابات ، والخروج إلى الطبيعة، عمل اكتشافات جديدة حول الطبيعة، وحول مكان البشر في الطبيعة أينما كنا ومهما كنا. |
Bir anda annem beni bir çalılığın içine itip sessiz olmamı söyledi. | Open Subtitles | عندما فجأة دفعتني إلى الغابات ـ ـ ـ وأمرتنى أن أبقى هادئاً |