| Benim acımı dindirip kurtuluş yoluna erdiren ve bütün günahlarımı temizleyen el buydu! | Open Subtitles | أشفتني من الألم و التي قادتني إلى طريق التوبة و تطهير كلّ ذنوبي |
| Ben Dedektif Lewis. 4. LaFore yoluna destek ve ambulans istiyorum. | Open Subtitles | هنا المحقق لويس أطلب الدعم وأحتاج مسعفين إلى طريق الترابي 4 |
| Uzunca bir yol oldu ama Tanrı'yla aramı düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان طريقاً طويلاً ولكنّي أريد العودة إلى طريق الصواب |
| Fedakarlık yaparız. İşte şimdi bunun bir yolunu buldum. | Open Subtitles | والآن أخيرا تمكنت من العودة إلى طريق الأحلام وسوف أحققها , كيت |
| Yani bunu soruyorum çünkü muhtemelen burada çıkmaz yola girmiş durumdayım. | Open Subtitles | أنا فقط اسأل لأنني.. كما تعلم، قد وصلت إلى طريق مسدود |
| Onu Eski Fabrika Yolu'na kadar takip ettim ve sonra da kaybettim. | Open Subtitles | تبعته إلى طريق مصنع النشارة القديم، ثم ضللته بعد ذلك |
| İnti sizi Camiri'ye giden yola götürecek. | Open Subtitles | إنتي سيرافقك إلى طريق كـاميري. |
| Biliyorsun, Foodland'den gelen yoldan giderken sağda. | Open Subtitles | - (تعرف، ستمتد إلى طريق (فودلاند ... -صحيح |
| Eğer kuzeye doğru devam edersek 34. Eyalet yoluna çıkabiliriz. | Open Subtitles | إن اتجهنا شمالاً، يفترض أن نصل إلى طريق الولاية الـ34 |
| Büyük Bulvar Köprüsüne çıkan Memorial yoluna sür. | Open Subtitles | أذهب من شارع النصب التذكاري إلى طريق الجسر |
| Back Harlow yoluna kadar nasıl gittiğimizi sorarlar. | Open Subtitles | سيريدون معرفة كيف ذهبنا إلى طريق باك هارلو |
| Şükürler olsun ki, bugün beni cennet yoluna... rahim olan Allah'ın yoluna sen taşıyorsun. | Open Subtitles | أنا سعيد انك أنت اليوم الذي يحملني إلى طريق الجنة |
| Buradan dümdüz gidersen dağ yoluna çıkarsın. | Open Subtitles | .إذا ما ذهبتِ مباشرةً، سوف تصلين إلى طريق الجبل |
| Temyiz için inandırıcı bir yol takip etmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج أن نسعى إلى طريق بدلائل لاستئناف القضية |
| Yeni bir yol belirlememiz gerekiyor ve bu konuda yardımına açığım. | Open Subtitles | نحتاج إلى طريق للأمام وأريد مساعدتك في ذلك |
| Önüne bir yol çıkacak, sonra sağa döneceksin. | Open Subtitles | ستصلين إلى طريق ومن ثم سيكون على اليمين |
| Howl krallığa hizmet etmeye buraya gelirse ona cinle olan anlaşmasını bozma yolunu öğreteceğim. | Open Subtitles | ،لو أنّ "هاول" قد امتثل لأمرنا ..و خدم المملكة بسحره لكنتُ أرشدتُه إلى طريق إبطال سحر العفريت |
| Onlara ölümün yolunu gösterin. | Open Subtitles | ارشدوهم إلى طريق الهلاك |
| Yıldızların manyetik alanları üzerinde yaptığı bir araştırmada çıkmaza girmiş ve bir bilim adamı olarak kendi yeteneklerini sorgulamaya başlamıştı. | Open Subtitles | لقد وصل بحثه في الحقول المغناطيسية للنجوم إلى طريق مسدود وبدأ يشك في قدراته الشخصية كعالِم |
| Bir çıkmaz sokağa girmiş gibiyiz, kararlılık yeterli olmuyor ve... | Open Subtitles | كما لو أننا وصلنا إلى طريق مسدود، والتصميم ليس كافياً، و... |
| Onu Eski Fabrika Yolu'na kadar takip ettim ve sonra da kaybettim. | Open Subtitles | تبعته إلى طريق مصنع النشارة القديم، ثم ضللته بعد ذلك |
| Sonra bir çatı kamerasında Frontage Yolu'na saparlarken görüldüler. | Open Subtitles | هناك كاميرا إلتقطتهم وهم يتوجّهون " إلى طريق " فرونت إيج |
| İnti sizi Camiri'ye giden yola götürecek. | Open Subtitles | إنتي سيرافقك إلى طريق كـاميري. |
| Biliyorsun, Foodland'den gelen yoldan giderken sağda. | Open Subtitles | - (تعرف، ستمتد إلى طريق (فودلاند ... -صحيح |