| Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. | Open Subtitles | المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات |
| Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. | Open Subtitles | المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات |
| Onu masa örtülerinin ve mumların olduğu ekmek kırıntılarını raspalarla topladıkları güzel bir yere götür. | Open Subtitles | خُذه إلى مكان لطيف حيث توجد مفارش مائدة وشموع وحيث يتخلّصون من الفتات |
| Ya onu akşam yemeğine güzel bir yere götürmek istersek? | Open Subtitles | ماذا لو أخذناه إلى مكان لطيف ؟ |
| Tüm ailenizi toplayın ve güzel bir yere gidin. | Open Subtitles | اجمعا كل العائلة واذهبا إلى مكان لطيف. |
| Neden beni güzel bir yere davet etmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا أدعوك إلى مكان لطيف ؟ |
| güzel bir yere mi? | Open Subtitles | نأخذه إلى مكان لطيف ؟ |
| Bu hafta sonu Charlotte'u güzel bir yere götürmek istiyordum da. | Open Subtitles | (فأنا أريد أخذ (تشارلوت إلى مكان لطيف بعطلة الأسبوع |
| güzel bir yere mi? | Open Subtitles | إلى مكان لطيف |
| güzel bir yere. | Open Subtitles | إلى مكان لطيف |