| Cannes'te bir zafer kazanabiliriz ve ben de bu piçlere bir sürü para harcatabilir ve filmi doğru dürüst dağıttırabilirim. | Open Subtitles | وعندها سأجلب الكثير من المال وسنشتري الحقوق وسنعيد إنتاجه |
| Fakat bir umut vardır. Ufukta yeni bir "Star Wars" filmi görünmektedir. | Open Subtitles | لكن , هناك أمل فيلم جديد من سلسلة "حروب النجوم" سيتم إنتاجه خلال "199 يوم و 3 ساعات و 33 دقيقة و 30 ثانية" |
| Çekilen en harika savaş filmi. | Open Subtitles | . أفضل فيلم حربٍ قد تمّ إنتاجه |
| Yeşil. Çevreye ve topluma duyarlı vasıtalarla üretim yapmaktır. | TED | الأخضر. هو ما يتم إنتاجه عن طريق وسائل ذات إدراك للبعد البيئي والإجتماعي. |
| Hala yapilacak çok is var üretim yapmaliyiz ve dagitmaliyiz | Open Subtitles | .لا يزال الكثير للقيام به ،يجب أن نكثف إنتاجه ويجب علينا توزيعه |
| Tasarımcılar seri üretim modelleri kalıp olarak kullanıp müşteri isteğine göre değişiklikler yaparlar. | Open Subtitles | يستخدم المصممون الموديل الذي يتم إنتاجه بعدها يقومون بتطويره ليرضي مطالب الزبون |
| - 'Deliverance' filmi mi? | Open Subtitles | فيلم (الخلاص)؟ *فيلم مغامرة تم إنتاجه في الولايات المتحدة وصدر في سنة 1972* |
| Apaçık, gelmiş geçmiş en iyi spor filmi. | Open Subtitles | . أفضل فيلم رياضي" تم إنتاجه |
| Dünya'yı kaybederse onun üretim ve pazar konumunun etkileneceğini biliyor. | Open Subtitles | تعرف أن فقدان الأرض سوف يقلل من إنتاجه ويؤثر على موقفه في السوق. |
| "Bana güven, bu iyidir, bütün doğru şeyleri yaptık" demenin de ötesinde o fiziksel ürünle ve üretim şekliyle ilgili kanıtlar üreterek. | TED | ولكن ليس فقط بقول: " ثق بي، هذا جيد، ثق بي، لقد قمنا بكل الأشياء الصحيحة." ولكن من خلال تقديم دليل على ذلك المنتج المادي الفردي، والطريقة التي تم إنتاجه بها. |
| Fenner ve üretim problemlerine gereğinden fazla sabır gösterdik. | Open Subtitles | حسناً , لقد كنا الأكثر صبراً مع (فينر) ومع مشاكل إنتاجه |