| Ve şimdi, tek suçu kaçınılmaza boyun eğmek olan bu adamdan intikamını alma şansını elde etti. | Open Subtitles | والآن لديها فرصة لإنتزاع إنتقامها على الرجل الذى كانت جريمته الوحيدة هي الإستسلام للأمر الواقع |
| İşkence izlerine baktığımızda çocuğunu kaybettiği için babasını suçluyor olabilir ve intikamını bu kurbanlardan alıyor. | Open Subtitles | و علامات التعذيب قد تشير إلى أنها تلوم والد الطفل على فقدانه و هي تطبق إنتقامها على أولئك الضحايا |
| Joe'yu tutmuş, çünkü beni Dempsey'den koparıp intikamını almak istemiş. | Open Subtitles | لقد تعاقدت مع (جو) لكي تُبعدني عن (ديمبسي) حتى تتمكّن من تنفيذ إنتقامها. |
| - Nihayet intikamını alabilecek. | Open Subtitles | -يمكنها تحقيق إنتقامها أخيراً . |