| Erkek: Görünüşte Öyle. | TED | الرجل : نعم إنها كذلك .. فكل شيء يقيم بشكله .. |
| Evet, Öyle. Satın almanı isterdim. | Open Subtitles | . نعم ، إنها كذلك . لكن أتمنى أن تقومي بشراءه |
| Öyle. Çok komik ama, insana kendini harika hissettiriyor bu. | Open Subtitles | إنها كذلك.إنها سخافة لكنها تجلعك تشعر بشعور فحيت |
| Avcılık, diğer tüm tutkularınızı kamçılıyorsa, Öyledir hanımefendi. | Open Subtitles | إنها كذلك, يا سيدتى العزيزة, و كان الصيد سوطاً لجميع العواطف الاُخرى |
| Evet Öyledir. Ama eksik olan bir şey var fark edebildin mi? | Open Subtitles | نعم ، إنها كذلك ، ولكن اتعلم الشئ الوحيد الذي تَفتَقِده؟ |
| Kesinlikle Öyle, Hastings. Her zaman keşfedilecek bir şey vardır. | Open Subtitles | إنها كذلك بالفعل، فهناك دوماً ما يتم اكتشافه |
| Doğru, Öyle. Pazartesi günü gibi erken başlayabilir. | Open Subtitles | نعم إنها كذلك هي بإستطاعتها أن تبدأ يوم الإثنين |
| Öyle. Ne yazık ki iç kanaması da olabilir. | Open Subtitles | إنها كذلك أخشى من أن يكون هناك نظيف داخلي |
| - Evet, Öyle görünüyor. - Geminin planlarını görebilir miyim? | Open Subtitles | نعم, إنها كذلك هل أستطيع أن أرى خططك لذلك |
| Öyle. İki dakika boyunca düşünebildiğimi hissediyorum. | Open Subtitles | ـ إنها كذلك ـ عندما أقضي هنا بعض الدقائق |
| - Bu hikaye biter yol değildir. - İnan bana, Öyle. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي يجب أن تنتهي بها القصة ثقي بي ، إنها كذلك |
| Öyle. Ama etrafında bir tane yaratıldı. | Open Subtitles | إنها كذلك لكن كان لديك واحد قد تم خلقه حولك |
| Evet, Öyle anne. O dünyanın en güzel kızı. | Open Subtitles | إنها كذلك يا أمّي إنها أجمل فتاة في العالم |
| Öyle görünüyor. Birileri bunun için poz vermiş miydi? | Open Subtitles | يبدوا إنها كذلك هل قام أحد بالجلوس لترسمه ؟ |
| Öyle. Kartının limitini doldurdum. | Open Subtitles | إنها كذلك لقد استخدمت بطاقتك للحد الأقصى |
| Bana mı Öyle geliyor yoksa fotoğraf bir pencerenin gerisinden mi çekilmiş? | Open Subtitles | أهذا أنا، أو تلك صورة تبدو إنها أُخذت من خلال نافذة؟ أجل، إنها كذلك. |
| Evet, Öyle. Tam da senin içerideki kutunun boyutlarındaydı. | Open Subtitles | أجل، إنها كذلك إنها بحجم تقريبا صندوقك هذا |
| Öyle zaten. Bir de askerlerin evlerine yolladığı mektupları okumalısın. | Open Subtitles | إنها كذلك, ويجدر بكِ أن تقرأي بعضاً من الرسائل |
| Eminim Öyledir. | Open Subtitles | أعلم بأنكِ لا تعرفينها، لكنها رائعة حقاً. بالتأكيد إنها كذلك. |
| - Kesin Öyledir. - Özür dilemen gerek yani. | Open Subtitles | ـ أنا واثقة إنها كذلك ـ لذا عليكِ أن تعتذرين |
| Evet Öyledir. Siz somut şeylerden mi yoksa soyut şeylerden mi bahsediyorsunuz? | Open Subtitles | -نعم ، إنها كذلك ، هل تتحدث بشكل عام أم بشكل خاص ؟ |