| Ama uyanmasının mümkün olmadığını söylediler. Dışarıya çıkmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | لكنهم من الممكن ألا يكونوا قد استيقظوا إنه السبيل الوحيد للخارج |
| Lt tek yolu bu. Lt birlikte olabilir tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد ، إنها الطريقة الوحيدة التى يمكننا بها أن نكون معاً |
| Lt hareket ve belirsizlik çıkmak sizin için tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لكى حتى تتمكنى من المضىّ قدماً و الخروج من موطن الأرواح |
| Kıyafetlerini bana ver. Senmişsin gibi davranacağım. - Tek yol bu. | Open Subtitles | أعطني ملابسك سأدّعي أنني أنتِ إنه السبيل الوحيد |
| Görünmez kalabilmemiz için gidilecek tek yol bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لاجتياز المجمع بخفاء |
| Tek çare bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد. |
| Tek çare bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الأوحد. |
| Zombi teorisini yok etmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لنقض نظرية الأحياء الأموات |
| Bu toplantıya mutlaka sızmalıyız. Bu işin arkasında kimin olduğunu öğrenmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | يجب أن نخترق هذا المكان إنه السبيل الوحيد لمعرفة من وراء هذا |
| Kendini toparlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لتستعيدي قوتكِ |
| Bombaları bulmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لإستعادة القنابل |
| Donar. Tek yolu bu. Pat! | Open Subtitles | سيتجمد إنه السبيل الوحيد |
| Bu şeyi tamir ettirmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لإصلاح هذا |
| Tek yol bu. | Open Subtitles | . إنه السبيل الوحيد |
| Tek yol bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد |
| Elimizdeki tek yol bu. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد لدينا |
| Tek yol bu efendim. | Open Subtitles | إنه السبيل الوحيد، يا سيدي |
| - Andi, tek yol bu. | Open Subtitles | -آندي) إنه السبيل الوحيد) |
| - Mike, tek çare bu. | Open Subtitles | -مايك)، إنه السبيل الوحيد) |