Onu kıramayacaklarını göstermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | إنه كان يحاول أن يثبت أنهم لايستطيعون تحطيمه |
Hayır Bayan Simmons, yardım etmeye çalışıyordu! | Open Subtitles | سيدة "سيمونز إنه كان يحاول المساعدة فحسب |
Bizi ayırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | إنه كان يحاول أن يفرقنا |
Ama, Mario, görmüyor musun, başından beri bize yardım etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لكن يا ماريو ، ألا ترى ، إنه كان يحاول مساعدتناطوالالوقت. |
Sanki kızımı etkilemeye çalışıyor gibiydi. | Open Subtitles | بدا مثل إنه كان يحاول أن يُثير إعجابها. |
- Bir saattir sana ulaşmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | وقال إنه كان يحاول الاتصال بك منذ ساعة |
Beni korumaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | أجل، قال إنه كان يحاول حمايتي |
O sadece ona ulaşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ...إنه كان يحاول فقط التقرب منكم |
Bir mesaj göndermeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه كان يحاول إرسال رسالة. |
Sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | (هاورد) أتصل للتو ويقول إنه كان يحاول الوصول إليك طوال الصباح. |