| Oyuncularla hiç çıkmadım. Yanlış izlenim veriyor. | Open Subtitles | لكني لم أواعد لاعبين إنه يعطي إنطباعاً خاطئاً |
| Oyuncularla hiç çıkmadım. Yanlış izlenim veriyor. | Open Subtitles | لكني لم أواعد لاعبين إنه يعطي إنطباعاً خاطئاً |
| İşareti veriyor. Seni seçti. | Open Subtitles | إنه يعطي الإشارة , لقد كنتِ المختارة |
| - Deneyimlerim üzerine konuşuyorum Ken. - Sonuç veriyor. Kontrol edebilirim. | Open Subtitles | أنا أتكلّم عن تجربة- إنه يعطي نتائج، يمكنني تدبر الامر- |
| Bu şekilde satıcılar daha sorumlu oluyor ve alıcılara da satın aldıkları uyuşturucuların kalitesini saflığını ve etkililiğini değerlendirme fırsatı veriyor. | Open Subtitles | إنه يعطي المشترين وسيلة لتقييم كل من الجودة ونقاء وقوة المخدرات التي يتم شراؤها هذا يجعل هذه التعاملات التجارية اكثر أمانا للمشترين |
| Watson'a transfer kodlarını veriyor. Görsel tamas kurulmadı mı daha? | Open Subtitles | إنه يعطي (واتسون) رمز تحويل المال هل رأيته بعد؟ |
| - İnsanlara umut veriyor bence. | Open Subtitles | أعتقد إنه يعطي الناس الأمل. |