| Bak bunun bir parçası olmak istemiyorsan, benim için sorun değil. | Open Subtitles | انظر إن لم ترد أن تشترك في هذا فلا مشكلة لدي | 
| Tabii hastaneye musallat olmak istemiyorsan, bu bence çabucak bayatlar. | Open Subtitles | إن لم ترد أن تلبس المستشفى والذي يجعلك تشيخ بسرعة | 
| Her neyse.İstemiyorsan, anlatmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | على أي حال، لست مضطر على الحديث عن ذلك إن لم ترد | 
| Şimdi, bir sorum var. Yanıtlamak istemezsen, senin bileceğin iş. | Open Subtitles | الآن، سأسألك سؤالاً . إن لم ترد أن تجيب، فهذا قرارك | 
| Çünkü eğer istemezsen, Kesinlikle ben söylerim. | Open Subtitles | بالطبع إن لم ترد فيمكنني إخباره أنا | 
| Miranda bebeği istemiyorsa, Charlotte'a veremiyor mu? | Open Subtitles | إن لم ترد (ميراندا) الطفل ألا يمكن أن تعطيه لـ(تشارلوت)؟ | 
| Ya sevişmek istemiyorsa? | Open Subtitles | لكن ماذا إن لم ترد هذا؟ | 
| Yani her şey sana kalmış evlât. Babanı üzmek istemiyorsan, onu kendinden uzak tutmalısın. | Open Subtitles | لذا، فهمت، الأمر يعود إليك بني، إن لم ترد أن تخيب آمال أبيك عليك أن تبقيه بعيداً عنك | 
| Parayı istemiyorsan hizmetçinin yüklü bir bahşişi olur. | Open Subtitles | إن لم ترد النقود فستحصل الخادمة على بقشيشاً سخياً للغاية | 
| Konuşmak istemiyorsan, direkt olarak Başkan'a giderim. | Open Subtitles | إن لم ترد التحدث سأذهب مباشرةً إلى الرئيس | 
| Beni dinle. Konuşmak istemiyorsan önemli değil. Umursamam. | Open Subtitles | أصغي إليّ، إن لم ترد التحدث إليّ فلا بأس، لا أبالي | 
| Bak, götünden vurulmak istemiyorsan, oturmanı öneririm, tamam mı? | Open Subtitles | أنظر، إن لم ترد الضرب بالنار فأنا أقترح عليك أن تجلس، حسنُ؟ | 
| Çirkin görüntüler istemiyorsan, çirkin savaşlardan uzak duracaksın. | Open Subtitles | إن لم ترد صور بشعة يجب أن تبقى خارج الحروب البشعة | 
| - Eğer bunu istemiyorsan, bana söyle yani. | Open Subtitles | .لذالك إن لم ترد هذا عليك إخباري .كلا .. | 
| Cevapları istemiyorsan eğer beynini akıtırm yere. | Open Subtitles | لذلك إن لم ترد الإجابات مبعثرة في كل المكان | 
| Gebermek istemiyorsan istediğim kartları getirirsin. | Open Subtitles | إن لم ترد الموت، فأحضر لي البطاقات التي أطلبها. | 
| Gitmek istemezsen bana tamamen uyar. | Open Subtitles | وليست لدي أي مشكلة إن لم ترد الذهاب. | 
| Şayet bunu almayı istemezsen. Belki bu sefer bunu kim yaptı göreceksin. | Open Subtitles | ...إن لم ترد أن تأخذها .ربّما هذه المرة سأرى من فعلها | 
| Kızının bir göçmen hapishanesinde büyümesini istemiyorsa ilk uçakla Mısır'a gitmesi gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُها بأنّها إن لم ترد لابنتها أن تُربّى في سجن هجرة فإن عليها أن تغادر على أوّل طائرة إلى (مصر) |