| Evet, çok zorlaşana veya ilgisini kaybedene kadar. | Open Subtitles | نعم حتى تزداد صعوبة الأمر عليه أو يفقد إهتمامه به |
| Dünyaya olan ilgisini yitirmişti ve kendine olan ilgisini de tıpkı aklından çıkmaya başlamış olan korkunç bir hayalet gibi. | Open Subtitles | فقدت إهتمامها بالعالم وفقد العالم إهتمامه بها وكأن عفريتاً بدأ ملازمتها |
| Bu nedenle bütün ilgisini bize yoğunlaştıracak birisini tutmamızı önerdi. | Open Subtitles | لذا نصحَنا بإستئجار شخصٌ ما يعطينا إهتمامه التام |
| Eric, bir erkeğin ilgi göstermesi beni çıplak hayal etmesi anlamına gelmez. | Open Subtitles | ...إيريك, فقط لأن شاب يعيرني إهتمامه بي لا يعني أنه يريدني عارية |
| Sadece tanık olmuş olsa bile bu olay aşk hayatına damga vurdu ve muhtemelen nefes oyununa ilgi duymaya başladı. | Open Subtitles | على الرغم من انه كان فقط أحد الشهود، تلك اللحظة خلقت بصمة حدث وحيد على خارطته العاطفية وربما بدأ إهتمامه في لعبة التنفس |
| İki yıl sonra, üniversiteye gitme vaktim geldiğinde, babam dikkatini kardeşlerime verdi. | TED | بعد سنتين عندما أتى وقت ذهابي للجامعة حول ابي اعينه و إهتمامه إلى اخوتي الاصغر |
| Robin, Başbakandan kaygılarıyla ilgili bir telefon almış. | Open Subtitles | (روبين) تلقى إتصالاً من رئيس الوزراء الذي أبدى إهتمامه... |
| Bu daire onun ilgisini çekmekte hiç zorlanmamıştı zaten. | Open Subtitles | هذه الشقة لم تواجه مشكلةً قط في جلب إهتمامه. |
| Biraz sonra ilgisini neyin çekeceğini kestirmek neredeyse imkansız fakat tasmasını tuttuğum sürece hangi mesafede dolanacağını bilmek zor değil. | Open Subtitles | من المُستحيل توقع مالذي سيجذب إهتمامه لاحقاً, لكن ليس صعباً معرفةُ مالذي سيكون عليه مجال تِجواله |
| ölü taklidi yap, ilgisini kaybeder. | Open Subtitles | بل تظاهر بالموت , سيفقد إهتمامه بك |
| İsmi Brendan, onun ilgisini çekmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحاول أن أحوز على إهتمامه. |
| Bu da zaten sana olan ilgisini açıklıyor. | Open Subtitles | الأمر الذي قد يُفسر إهتمامه بكِ |
| Bana olan ilgisini de kaybedecek. | Open Subtitles | أتظنيه سيفقد إهتمامه بي |
| Düşüncelerinize fazlaca ilgi gösteren başka birileri var mıydı? | Open Subtitles | هل هناك أحد أبدى إهتمامه المفرط في أرائك؟ |
| Bu yüzden bu sibernetik kötü çocukların onu ortaya çıkaracak kadar ilgi çekici olmasını umuyorum. | Open Subtitles | لذلك آمل أن يقوم هؤلاء الأشقياء الصغار بإثارة إهتمامه بما يكفي لخروجه من قوقعته |
| Biliyor musun, sen her geldiğinde gardiyanın gözlerinin içi parlardı. Sen de ilgi odağı olmaktan hoşnuttun ama, değil mi? | Open Subtitles | إعتاد آمر السجن أن يبتهج كل مرة كنت تدخل فيها ولطالما ظننت أنك كنت تحب إهتمامه بك |
| Genelkurmay, projeye büyük bir ilgi gösterdi. | Open Subtitles | رئيس الأركان قد أظهر إهتمامه الهائل |
| Aynı zamanda sağlığı konusundaki ilgi eksikliğini de açıklayabilir. | Open Subtitles | و ربما يفسر أيضاً نقص إهتمامه بصحته |
| O günden beri, dikkatini rakiplerine verdi, bir yıllık sürecek bir savaşın içine girdi. | Open Subtitles | منذ ذاك إعاد توجيه إهتمامه لمنافسيه ليشن طوال سنة , حرب ضد الجوائولد |
| bazen dikkatini toplayamazdı, ama iyi bir adamdı. | Open Subtitles | يصعب أحياناً الإستحواذ على إهتمامه كان رجلاً صالحاً |