Hayatımın her saniyesini sana ulaşmanın bir yolunu bulmak için harcayacağım! | Open Subtitles | سأمضي كلّ لحظة في كلّ أيّامي محاولةً إيجاد طريق العودة إليك |
Geri kalan günlerimizi o kusursuz, kan ve karanlık dünyasına geri dönüş yolunu bulmak için harcıyoruz. | Open Subtitles | و نحن نقضي بقية أيامنا نحاول إيجاد طريق لرجوعنا نرجع إلى العالم المثالي عالم الدم و الظلام |
Patlayıcılar yerleştirildi. Hemen buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | العبوات جاهزة، علينا إيجاد طريق للخروج من هنا وبسرعة. |
Kendini bu durumun içinden çıkaracak bir yol arıyordun. | Open Subtitles | وتحاولين إيجاد طريق لتطهير نفسكِ |
Peki, geri dönüş yolunu bulamazsak ne yapacağız? | Open Subtitles | وماذا سنفعل إذا لم نستطع إيجاد طريق عودتنا؟ |
Baba, bu konuşmayı yapmak zorunda değiliz. Çıkış yolu bulabiliriz. | Open Subtitles | أبي، لا يجب أن نقوم بهذا، يمكننا إيجاد طريق للخروج. |
Anılarım biraz puslu çok fazla dışarıda kalmış bir portakal gibi ama yine de geri dönüş yolumu bulabilirim. | Open Subtitles | ذكرياتي كانت ضبابية بعض الشيء كالبرتقالة التي تركت لفترة طويلة -ولكن كان بإمكاني إيجاد طريق للعودة ، شكراً لك |
Evin yolunu bulabilirsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً, يمكنك إيجاد طريق المنزل, صحيح ؟ نعم |
Satılmadan önce sevkiyatı bir şekilde imha etmenin yolunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا إيجاد طريق ما للتخلص من تلك الشحنة قبل بيعها |
Bunu atlatmamızın bir yolunu bulmak istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريد إيجاد طريق لكى نعبر هذا ؟ |
-Buradan çıkmanın bir yolunu bulmak gibi. | Open Subtitles | -مثل محاولة إيجاد طريق للخروج من هنا. |
Racetrack üsse dönmenin bir yolunu bulmak zorunda. | Open Subtitles | ريس تراك) ستتمكن من إيجاد طريق عودتها إلى القاعدة) |
Aslında ben arka kapıdan geçmenin başka bir yolunu bulmalıyız diye düşünüyordum. | Open Subtitles | في الواقع،كنت أفكر في إيجاد طريق آخر عبر الباب الخلفي |
Biz sadece bir yolunu bulmalıyız.. | Open Subtitles | علينا إيجاد طريق... |
Kendini bu durumun içinden çıkaracak bir yol arıyordun. | Open Subtitles | وتحاولين إيجاد طريق لتطهير نفسكِ |
Verilere ulaşmanın başka bir yolunu bulamazsak birkaç gün içerisinde hepsi yok olabilir. | Open Subtitles | لكن إذا لا نَستطيعُ إيجاد طريق آخر للدُخُول الى تلك البياناتِ, يُمْكِنُ أَنّْ تَختفي في ظرف أيام - |
Evimize giden yolu bulabiliriz. Yüce kurdun soyundan geliyoruz. | Open Subtitles | يمكننا إيجاد طريق العوده للمنزل، نحن منحدران من الذئاب العظيمة |
Bu sefer dışarı yolumu bulabilirim. | Open Subtitles | أستطيع إيجاد طريق الخروج من هنا. |
Çıkış yolunu bulabilirsin değil mi? | Open Subtitles | هل تستطيع إيجاد طريق الخروج؟ |