Dört birliğin gücü bile onları durdurmaya yetmemişti. | Open Subtitles | حتى القوي الكاملة للشركات الأربعة لا تستطيع إيقافهم |
O zaman , İblis Büyülüler olurlar, ve onları durdurmak için çok geç kalmış oluruz. | Open Subtitles | حينها، سيصبحون، الأشرار المسحورين ويفوت الأوان على إيقافهم |
Başkalarını ya da seni incitmeden onları durdurmalıyız. | Open Subtitles | لأنه علينا إيقافهم قبل أن يقتلوا أي شخص آخر، أو يقوموا بإيذائك |
Yalnızca, dört elementte de ustalaşmış olan avatar onları durdurabilirdi. | Open Subtitles | فقط الأفاتار, سيد الأربعة عناصر, يستطيع إيقافهم |
İblis kanın sayesinde onları ancak sen durdurabilirsin. | Open Subtitles | ومع دماء الشيطان لديك، أنت الوحيد الذي يستطيع إيقافهم. |
- Onları nasıl durdurabiliriz? | Open Subtitles | كيف نستطيع إيقافهم أٍسلحتي غير فعاله في الفضاء الفوقي |
Ve ayrıca iki onları durduramaz sadece onlar olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأنتِ تعرفين أيضاً أنكم أنتم الإثنتين الوحيدتين من تستطيعون إيقافهم |
Artık ne yaptığımızın pek bir önemi yok. Onları durduramayız. | Open Subtitles | لا يهُمّ ما نفعله على أيّةِ حال، لا يُمكننا إيقافهم. |
Başına gelenlere üzüldüm. Onları durdurmaya çalıştım. Yemin ederim. | Open Subtitles | أنا آسفة عما حدث لك، حاولت إيقافهم فعلت، أقسم لك أني فعلت |
Washington'da onları durdurmaya çalışan özel bir ekip var. | Open Subtitles | وفى الوقت الحالى يوجد بعض العملاء الفيدراليين يحاولون إيقافهم |
Meğerse siyah maske giyen biri onları fark etmiş ve durdurmaya karar vermiş. | Open Subtitles | كما يبدو، أن رجل بقناع أسود تكلف بمسألة أنشطتهم وقرر إيقافهم |
Senin peşine düşecekler ve Sofie'de onları durdurmak için her şeyin tam ortasına düşecek. | Open Subtitles | سوف يمسكون بك وستكون هي في الوسط، تحاول إيقافهم. |
Ne istediklerini yapabileceklerini düşünüyorlar ve kimsenin onları durdurmak için orada olmadığını. | Open Subtitles | أي أنهم يستطيعون فعل مايريدون ولا يوجد أحد يستطيع إيقافهم |
Bence bunu yapmanın tek yolu geri gidip onları durdurmak. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن الطريقة الوحيدة للقيام بذالك هي العودة بالزمن لمحاولة إيقافهم |
Onları şimdi durdurmalıyız, savunmasız haldelerken. | Open Subtitles | أنت مُحقة يتعين علينا إيقافهم فقط فى حين كونهم غير محصنين |
Yalnızca, dört elementte de ustalaşmış olan avatar onları durdurabilirdi. | Open Subtitles | فقط الأفاتار, سيد الأربعة عناصر, يستطيع إيقافهم |
Onları bir tek sen durdurabilirsin. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع إيقافهم غيرك- ! وكيف تجد ذلك- |
Bunu durdurabiliriz, ama sen işi iptal edersen yapamayız. | Open Subtitles | يمكننا إيقافهم ، ولكن ليس إذا أنهيت الأمر الآن |
Böyle güçleri varken onları kimse durduramaz. Süpermen nerede? | Open Subtitles | هؤلاء الناس عندهم قوى ولا يمكن لأحد إيقافهم |
Şimdi herkes girmek isteyecek ve onları durduramayız. | Open Subtitles | الآن الجميع يود الدخول وليس بمقدورنا إيقافهم |
Eğer Lancelot'u kullanırsam, onları durdurabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت أملك لانسيلوت , يجب أن أكون قادراً على إيقافهم |
Ama bazı şeyleri, başlamadan durdurmalısın. | Open Subtitles | لكن بعض الأشياء، عليك فقط إيقافهم قبل أن يبدأوا. |
Kendi saha ofislerine ulaşmadan onları durdurmamız gerekli. | Open Subtitles | نحتاج إلى إيقافهم قبل الوصول إلى المكتب الميداني الخاص بهم |
Bu kadar kokuşmuş bir hükümetle, onları durdurabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكنّنا إيقافهم مع مثل هذه الحكومة النتنة؟ |
Beni füzeyi yeniden yönlendirmekten alıkoyacak kalıcı bir engelleme programı yazıyorlar. Onları durduramam. | Open Subtitles | إنهم يضعون برنامج حجب دائم الذي سيمنعني من إعادة توجيه القذيفة لا أستطيع إيقافهم |
Onları durduramadım. | Open Subtitles | لم أستطع إيقافهم |
Bir kez düşünmeye başladın mı durduramazsın. | Open Subtitles | بمجرد أن يبدأ عديمي العقل بالتفكير فلن يستطيع أحد إيقافهم |