| Evet, Touhy ailesi. Kocaman gülümseyin. | Open Subtitles | حسنا يا عائلة تويي ابتسامة كبيرة من فضلكم |
| Kocaman gülümseyin, Kocaman gülümseyin. | Open Subtitles | ابتسامة كبيرة ، ابتسامة كبيرة |
| - Kocaman gülümseyin. Peynir! - Peynir! | Open Subtitles | ابتسامة كبيرة تشيز |
| Oraya döndüğümde sana Kocaman bir gülümseme vereceğim. | Open Subtitles | عندما أصعد للأعلى هناك سأعطيك ابتسامة كبيرة |
| Yüzünde Kocaman bir gülümseme yok. | Open Subtitles | هناك وأبوس]؛ [س] لا ابتسامة كبيرة على وجهها. |
| Yaşamak istiyorsan, gitmelisin bana bir gülücük ver | Open Subtitles | يجدر بكما أن ترحلا، إذا أردتما البقاء على قيد الحياة إمنحني ابتسامة كبيرة |
| Altmış dolarlık şarapları plastik bardakta. Ve servislerini Büyük bir gülümseme ile. | Open Subtitles | . و 60 دولار لزجاجات الخمر فى كؤوس بلاستيكية والخدمة تكون مع ابتسامة كبيرة |
| Kocaman gülümseyin. | Open Subtitles | ابتسامة كبيرة. |
| Kocaman bir gülümseme olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ليس بالضروري ان تكون ابتسامة كبيرة. |
| Kocaman bir gülümseme. | Open Subtitles | ابتسامة كبيرة و بهيجة |
| Kocaman bir gülümseme olmak zorunda değil. | Open Subtitles | لا يجب ان تكون ابتسامة كبيرة |
| Yüzünde Kocaman bir gülümseme var. | Open Subtitles | لديه ابتسامة كبيرة على وجهه |
| Kocaman bir gülücük verin. | Open Subtitles | ابتسامات كبيرة، أعطاني ابتسامة كبيرة |
| Önce kocaman bir gülücük istiyorum. | Open Subtitles | أولاً أريد ابتسامة كبيرة |
| Hepsi Büyük bir gülümseme. | Open Subtitles | كل هذا هو مجرد ابتسامة كبيرة |
| Ve ben de "Büyük Gülümse" dediğini sandığım için ona Büyük bir gülümseme verirdim. | Open Subtitles | كنت أعطيه ابتسامة كبيرة |