| Bu böcek, kılımsısolucanın ya da at kılı solucanının larvasını yuttu. | TED | ابتلع هذا الصرصور يرقة الدودة المعقدة جدًا أو دودة شعر الخيل. |
| Bir şey yuttu, ve sonra göğüs kısmına bir yumruk.. | Open Subtitles | ابتلع شيئا، ثم سرعان ما بعد تلقى ضربة في الصدر، |
| Hala yüzünü görebiliyorum. Sanki biraz önce tuğla yutmuş gibiydi. | Open Subtitles | لازلت اتذكر وجهه بدا وكانه ابتلع طوبة لتوه |
| Dinle, harika çocuk yemi yutmuş görünüyor. | Open Subtitles | إسمع، يبدو أن الفتى قد ابتلع الطعم لكنّه يشك بك |
| Siyah ve kırmızı altın balığını yut, ve onları öldürmeden geri çıkar. | Open Subtitles | ...ابتلع الاسماك الحمراء والسوداء والذهبيةو دون ان تقتلهم,قم الفظهم |
| Onun New York'ta olduğunu düşünmemizi istedi ve zavallı Timmy yemi yuttu. | Open Subtitles | لقد أرادانا أن نعتقد أنه كان فى نيويورك وتيمى المسكين ابتلع الطعم |
| Doyle yemi yuttu... ve ertesi sabah güneye gidecek bir araba yolladı. | Open Subtitles | ابتلع دويل الطُعم وأرسل سيارة باتجاه الجنوب في الصباح التالي. |
| Yalnızca yutkunup, irice bir kalp ağrısını yuttu ve bu parça boğazını tıkadı. | Open Subtitles | لقد ابتلع الموقف بشدة... وشعر بصفعة الحزن تنزلق فى حنجرته وأخفاها طوال الوقت. |
| Yani bir şey yuttu ve öksürmekten boğuldu öylemi? | Open Subtitles | لذلك، وقال انه ابتلع شيئا واختنق حتى الموت؟ |
| "Dördüncü melek borazanını çaldığında deniz yükseldi ve iki yüz bin kişiyi yuttu." | Open Subtitles | عندما نفخ الملاك الرابع من خلال البوق ارتفع البحر و ابتلع 200 ألف شخص |
| Fakat dahası, Genzel'in takımı, tüm yaşamı boyunca milyonlarca yıldızı yutmuş olabilecek bir nesne buldular. Astronomlar bunu süper-yoğun karadelik olarak adlandırıyorlar. | Open Subtitles | والأكثر من ذلك ، أن فريقه وجد جُرماً لابدّ من أنه ابتلع ملايين النجوم خلال حياته |
| Altı ay önce, rehabilitasyon merkezindeki odasında bir avuç dolusu hap yutmuş, kayıtlara intihar diye geçmiş. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر ، ابتلع حفنة من الحبوب، في سريره في المصحة ، اعتبروه انتحاراً. |
| Ve dedim ki, eğer bu yıldızın içinde Lityum-6 varsa, bu, bu yıldızın bir gezegen yutmuş olabileceğini gösterir. | TED | وظننت, انه لربما يوجد ليثيوم-6 داخل هذا النجم والذي يدل على ان هذا النجم قد ابتلع كوكبًا أخر. |
| Haydi Doktor, yut. | Open Subtitles | هيا ,يا دوك, ابتلع. |
| Fry, lokmanı yut, öyle konuş. | Open Subtitles | فراي .. ابتلع طعامك ثم تحدث |
| Tamam, Bay Teeny, polisler gelmeden, bütün bu kaçak hapları yut, ve bir veterinere koş. | Open Subtitles | هيا يا سيد (تينى), قبل مجىء الشرطة ابتلع كل هذه الاقراص من الممنوعات و أركض للطبيب البيطرى |
| Yani bir şişe hap yutan kişi diğerlerinden önce gelir. | TED | لذا الشخص الذي ابتلع زجاجة حبوب سيكون قبل شخص آخر. |
| Kim bütün bir lades kemiği yutar ki? | Open Subtitles | من الذي ابتلع عظم الترقوه بالكامل ؟ |
| Sorun ne, dilini mi yuttun? | Open Subtitles | ما الخطب؟ هل ابتلع القط لسانك؟ |
| Kaçış planımı yutacak kadar çaresiz birine saygı duyamam. | Open Subtitles | لا يمكنني احترام رجل يائس ابتلع خطة هروبي |
| Bu yanardağ... 1800'lerde birçok insanı yutmuştu. | Open Subtitles | حسنًا البركاني ابتلع الكثير من الأشخاص عام 1800 |
| Kalbimden gelen bir şey, bayram temalı ve geri veremeyesin diye hediyenin fişini de yuttum. | Open Subtitles | ومن من القلب، هو عطلة تحت عنوان، وأنا ابتلع استلام هدية بحيث لا يمكن إعادته. |
| Muhtemelen diş fırçasını yutmuştur. İkisi anlaşır mıydı? | Open Subtitles | ربما ابتلع فرشاة اسنانه. هؤلاء الأثنان كانا زملاء. |
| Radyolojiden. Hastam çengelli iğne yuttuğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | من قسم الأشعة, مريضي يزعم أنه ابتلع دبوس أمان. |
| Bakın, bir kriz daha gelecek olursa bunlardan birini dil altına alın, eritip sonra da yutun. | Open Subtitles | إسمع إذا تعرضت لنوبة أخرى ضع واحدة من هذه تحت لسانك دعها تتحلل ثم ابتلع اللعاب |
| Biz Cardiff'teyiz. Londra'nın umrunda değil. Güney Galler sahili, denize çökse kimse farkına varmayacaktır. | Open Subtitles | نحن في كارديف، ولندن لا تهتم بنا . لو ابتلع البحر شمال ويلز فلن يلاحظوا |
| Whitman Price'ın yuttuğu elmas, bir bak. | Open Subtitles | انها، اه، الماس أن ويتمان الأسعار ابتلع. نلقي نظرة على ذلك. |
| Havaalanından kaçarken tamamen çıplak olarak yılanı tarafından yutulmuş. | Open Subtitles | وقد ابتلع كله كتبها snake لها خلال استراحة... ... في مطار عاري تماما. |