| Bir somun ekmek, güzel beyaz ekmek... ve reçel getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت رغيفا من الخبز رغيفا ابيضا حقيقيا و مربى |
| Bir somun ekmek, güzel beyaz ekmek ve reçel getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت رغيفا من الخبز رغيفا ابيضا حقيقيا و مربى |
| Ben bu işin içine boktan beyaz bir polis daha boktan beyaz bir adamın kardeşini çatıdan aşağıya attığı için mi girdim? | Open Subtitles | انتظر لحظة تعني اني في هذه الورطة لأن لأن ابيضا احمق رمى اخو ابيض احمق من على السطح |
| Bu kız gibi.. Sanırım senin bu beyaz elbiseninde olduğu bir rüya görüyordum.. | Open Subtitles | ها هي ظننت انني كنت احلم لكنك تلبسين فستانا ابيضا |
| Sansa bakin -- parkta dolasiyordum ve uzerimde Incil'e uygun giysilerim vardi -- sandalet ve beyaz kaftan -- cunku bildiginiz uzere dis gorusunuz ic doganizi etkiler. | TED | حدث ذلك عندما كنت في المنتزه وكنت حينها مرتديا الثياب التي نص عليها الكتاب المقدس صنادل وثوبا ابيضا تعلمون لان الخارج يؤثر على الداخل. |
| Ama beyaz balinaları beklemeye değer. | Open Subtitles | لكن حوتا ابيضا يستحق عناء الانتظار |
| Hayır! beyaz da değildi. | Open Subtitles | لا لم يكن رجل ابيضا ايضاً |
| Ve sonra beyaz bir şey gördüm. | Open Subtitles | ثم لاحظت شيئا ابيضا |
| Biraz balık ve beyaz şaraba ne dersin? | Open Subtitles | هل تريدين سمكا ونبيذا ابيضا ؟ |