"اتمكن من" - ترجمة من عربي إلى تركي

• türlü
• alabilirim
• olamadım

Sendeki her türlü kazma aletini kullanabilirim.
أنا اتمكن من التعامل مع أي معدات حراثة لديك.

Bu işi çözemedim gitti. Bir türlü öğrenemedim.
لم اتمكن من ذلك لم اتمكن من ذلك لأنقذ حياتي

O kadının orada çalışıp çalışmadığını çözememiştim bir türlü.
لم اتمكن من معرفة إذا كانت المرأة من أصل اسباني تعمل هناك أو لا

"belki size yardım edebilirim ve 1 00 hatta 200 atı elinizden alabilirim."
قد اتمكن من شراء مائة او مائتان من تلك الخيول

Sizi en erken pazartesi alabilirim.
قد اتمكن من ادخالك يوم الإثنين

Tanrım umarım onu alabilirim.
يا الهي آمل ان اتمكن من ذلك

CEO'ya yardımcı olamadım diye ölecek gibiyim!
اشعر وكأني سأموت لأنني لم اتمكن من مساعدته

Bir tane fiyatına iki tane indirimindeydi. Kendime hakim olamadım.
كان عرضا بالحصول على اثنين بسعر واحد لم اتمكن من المقاومة

İçimdeki suçluluk duygusunu bir türlü söküp atamıyordum
لم اتمكن من الهرب من الشعور بالذنب

Şu cihazı da bi türlü çalıştıramıyorum.
ولم اتمكن من ان اشغل هذا الشىء

Bir türlü doktordan randevu alamıyorum.
لا استطيع ان اتمكن من رؤية الطبيب

Eklemlere inanmıyorum ama vücudumuzu onlar bir arada tutuyor." -- Bu serbest çağrışımlara bir örnekti.-- "Sonunda yurt odama dönebildim ve oraya vardığımda bir türlü sakinleşemedim.
أنا لا أعتقد بالمفاصل، ولكن انهم يعقدون جسمك معاً. " انها مثال لأصعب الحالات. أخيراً عدت إلى غرفتي، وهناك لم اتمكن من الإستقرار.

Dengeyi bir türlü bulamıyordum.
لم اتمكن من ايجاد الوزنية

Umarım onu alabilirim.
آمل ان اتمكن من ذلك

Tanrım umarım onu alabilirim.
آمل ان اتمكن من ذلك

Böylece ben de D vitaminimi alabilirim.
(D) حتى اتمكن من الحصول على فيتامين أذلك مكان حقيقي؟

Yani, bir prensle evlenmiş olabilirim ama asla gerçek bir prenses olamadım.
اعني ربما اكون قد تزوجت أمير لكنني لم اتمكن من ان اكون اميره

..."kendime engel olamadım", "kendisi istedi" gibi ifadeler kullanmıştı.
"لم اتمكن من ضبط نفسي" وهو أراد ذلك"