| Bilmem. Sevdiği kız için kulağını kestiğini biliyorum. | Open Subtitles | انا لا اعلم ما اعلمه انه قطع اذنه من اجل فتاة احبها |
| Bir kız için böyle şeyler yapılır. | Open Subtitles | هذا هو نوع من الاشياء الذى تقدمه من اجل فتاة |
| Yani bir kız için geri zekalı gibi davranırsam onun göğüslerini görme şansım olabilir mi? | Open Subtitles | اذا تصرفت مثل الاحمق من اجل فتاة ربما ارى اثدائها ؟ |
| Merak ediyorum, acaba ailesiyle arasını bir kız için kesmese, en ufak derecede bile hatırlanabilir biri olur muydu. | Open Subtitles | اتسائل ان لم يتسبب فى نبذه من عائلته من اجل فتاة مؤهلة لتجعله أصغر حبة يُمكن ذكرها. |
| Masum bir kız için hat kendimizi koymak biz öldürülmüş düşündüm. | Open Subtitles | نحن وضعنا انفسنا فى خطر من اجل فتاة بريئة نحن فكرنا انها قد قُتلت |
| Böyle aptalca davranışları geride bırakmış olmanı umuyordum ama hâlâ her şeyi seninle oynamaktan başka bir şey olmayan bir kız için kenara atmaya hazırsın. | Open Subtitles | لقد تأملت ان تكون قد نضجت وتركت هذه التصرفات الصبيانيه لكنك مازلت على أستعداد لترك كل شيئ من اجل فتاة كل ما فعلته هو التلاعب بك |
| Aynı kız için yarışıyor. | Open Subtitles | ♪ ♪ عراك من اجل فتاة ♪ |
| Bu da, Grinin Elli Tonu'ndaki beyaz kız için! | Open Subtitles | هذه من اجل فتاة بيضاء صغيرة في فيلم (شادوا اوف كري) |