| Belki Yabancı olduğu için. | Open Subtitles | انه يكتم اسراره على نفسه, ربما لأنه اجنبى |
| Şey, benim bir Yabancı tehdide ihtiyacım vardı, bilirsiniz, o turist kızların araziden geçerken Yabancı aksanla konuştuklarını duyuyordum. | Open Subtitles | لقد اردت وجود تهديد اجنبى فى القصة وقد اعتدت ان ارى فتيات اجنبيات فى النزل يتكلمن بلهجات اجنبية وهن يعبرن من هنا |
| Kocanız Yabancı diye onun şeytanın ta kendisi olduğuna inanıyorlar, değil mi? | Open Subtitles | هل لأنه اجنبى يعتقدون ان زوجك الشيطان نفسه |
| Şunu söyleyeyim, Truva'nın hiçbir oğlu, Yabancı bir hükümdara boyun eğmez. | Open Subtitles | واخبرك بهذا الان لن يخضع اى طروادى لحاكم اجنبى ابدا |
| Ya da hayatının tehlikede olduğunu sanan Yabancı bir paralı askerin standart uygulaması sonucu. | Open Subtitles | ام انها كانت سياسة مقاول اجنبى اعتقد ان حياته فى خطر |
| Kızımın nükleer vaka, ya da Yabancı bir bayrak tehdidi altında büyümesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان تكبر ابنتى بوجود تهديد نووى مع علم اجنبى |
| "...ve ona bir kağıt veren Yabancı biriyle buluştu. | Open Subtitles | و قابل رجل اجنبى معين الذى اعطاه ورقة |
| Yabancı bir filmin, kapalı bir galası vardı. | Open Subtitles | كان اللقاء فى عرض خاص لفيلم اجنبى |
| Her türlü olanak elimde. Bir bilgisayar manyağıyla ve Yabancı bir herifle ortaklık kurdum. | Open Subtitles | انا اقتحمت هذا العمل مع رجل اجنبى |
| Bundan 25 yıl önce hepsi Yabancı bir ajan tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | -منذ 25 عاما. قتلوا بواسطة عميل اجنبى مجهول. |
| İlk kez Yabancı bayrakların yanında Hindistan bayrağının yükselişini görüyorum. | Open Subtitles | لاول مره ارى رجل اجنبى يرفع علم الهند |
| Yabancı bir bey, Londra'da yaşıyor. | Open Subtitles | انه رجل اجنبى ,يعيش فى لندن |
| O farklı... Yabancı. | Open Subtitles | -انه مختلف ,اجنبى |
| Yabancı ? | Open Subtitles | اجنبى |
| Yabancı bir numara. | Open Subtitles | رقم اجنبى |