| Şimdi öğrenci yurdunda kalıyor, bende burayı yedek oda yaptım. | Open Subtitles | لكنها تعيش الان فى بيت الطلبة لذلك جعلتها غرفة احتياطية | 
| Bana deli diyebilirsin, Ama iddiaya girerim senin bir yedek planın vardır. | Open Subtitles | دعوة لي مجنون, ولكن أنا الرهان كنت قد حصلت على خطة احتياطية. | 
| bunların her biri tüm sistemi çalıştırabilir, yani ikisini kaybedebilirsiniz. yedek güç desteği de var. | TED | يمكن لأي واحد من هذه الحواسيب تشغيل النظام بأكمله بشرط أن تفقد اثنين منهم. وهناك أيضاً إمدادات لطاقة احتياطية. | 
| İnternete destek plan rolünde öyleki, elektrik gittiği zaman devreye giriyor ve en yakın GSM ağına bağlanıyor. | TED | وهو يعمل كنسخة احتياطية للأنترنيت فعندما ينقطع التيار الكهربائي، تنفصل تلقائيا لتتصل بأقرب شبكة جي إس إم. | 
| fazladan boş bir odalar bile var. Annem bizi ziyaret geldiğinde kullanabilir. | Open Subtitles | هناك أيضا غرفة احتياطية لأمي حين تأتي لزيارتنا | 
| Ama gerçekdışı bir B planımız var, duymak istersen eğer. | Open Subtitles | ولكننا لدينا اختيار لخطة احتياطية لو تود سماعها | 
| Geri alıp yavaş, yavaş oynatabilir misin. | Open Subtitles | هل نسخة احتياطية و تشغيله مرة أخرى أبطأ. | 
| Çok şanslıyız ki yanımızda yedek kıyafet getirmişiz. | Open Subtitles | من حسن الحظ أن لدينا ملابس احتياطية حمداً لله على ذلك | 
| Enerjiyi kestiğimde, yedek jeneratör devreye girecek, fakat o limitli enerji verebilir. | Open Subtitles | إن مولدات احتياطية في ركلة عندما سحب القابس، لكنها حصلت فقط قوة محدودة. ننسى الهواء النقي المتداولة. | 
| ama korkaklar Geri püskürtüldü yedek kuvvetlerden oluşan bir birlik tarafından. | Open Subtitles | فقط الجبناء من تراجعوا تراجعوا أجل كتيبة احتياطية | 
| Hangi orospu çocuğu arabasında yedek lastik bulundurmaz ki? | Open Subtitles | مانوع ابن السافلة الذي لا يملك عجلة احتياطية بسيارته | 
| Çok şanslıyız ki yanımızda yedek kıyafet getirmişiz. | Open Subtitles | لقد كنا محظوظين لأننا نملك ملابس احتياطية | 
| Ceket, yedek su, tırnak makası diş fırçası ve uzay battaniyesinin yanında. | Open Subtitles | مع سترة إضافية، ومياه احتياطية وملاقط أظافر، وفرشاة أسنان، وغطاءٍ للنوم في العراء؟ | 
| ...savaş boyunca bombalanmamış eski bir yedek güç şebekesi. | Open Subtitles | إنها شبكة كهرباء احتياطية قديمة لم تُقصف أثناء الحرب | 
| Acaba yedek parça alıyor musunuz? | Open Subtitles | كنت اتسائل اذا كنتم تشترون قطع غيار احتياطية للسيارات | 
| - Hadi ama. - Bagajında yedek var değil mi? | Open Subtitles | لديك عجلة احتياطية في صندوق السيارة ، أليس كذلك؟ | 
| Sınır için bütün birimlerden destek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن بحاجة احتياطية في المنطقة المعبر الحدودي. | 
| Eğer paranın yerini söylemezsen 2 dakika içinde destek polisler gelecek. | Open Subtitles | هل حصلت على حوالي دقيقتين حتى يظهر احتياطية لدينا ما يصل إلا إذا كنت تقول لنا حيث يوجد المال. | 
| destek istiyorum, büyük ihtimal çalıntı araba. | Open Subtitles | طلب احتياطية لوقف جناية، الممكنة سيارة مسروقة. | 
| fazladan top değil. Birisi spare atışlar için diğeri de strike yapmak için. | Open Subtitles | إنما هي احتياطية ، بينما الأخرى تستخدم للتسديد | 
| Ama belli ki bir B planın var. | Open Subtitles | لكن من الواضح ان لديك خطة احتياطية | 
| ATT kayıtlarının yedeğini bir başkasına emanet etmeden öylece onlara verdiğimi mi sandın? | Open Subtitles | هل تظن أنني كنت سأسلم كل سجلات المكالمات دون أن أترك نسخ احتياطية مع أحد؟ | 
| - Bunun başka bir yedeği olmalı. - Sandy, Başkent'tekilere güvenmezdi. | Open Subtitles | -لابدّ أنّ هناك ملفات احتياطية على الجانب الآخر |