| Dolandırılmadığından emin ol evlât. Baban ne kazanırsa yarısını al. | Open Subtitles | احرص ألاّ تُخدع يا فتى نل نصف ما يجنيه أبوك |
| Güvende olduğuna emin ol, bu adama bi şans daha vermek istemem | Open Subtitles | و احرص أنها بامان لا أريد لهذا الشخص أن يحظى بفرصة ثانية |
| Bu cinayete kimi kurban seçersen, sadece ölmeyi hakettiğinden emin ol. | Open Subtitles | أياَ كان من تقررون قتله فقد احرص على أنه يستحق الموت |
| Bu yüzden bir daha onu gördüğünde, ona saygılarını sunmayı unutma. | Open Subtitles | لذا لو صادفتة مرة أخرى, احرص تجعلة يندم على فعلتة |
| Hemen havaalanına gidin, ve bu sefer kaçmadığından emin olun. | Open Subtitles | . ؟ اذهبإلىالمطار, و احرص على ألا يهرب هذه المرة |
| Her gün en az üç sayfa okumasını sağla. | Open Subtitles | احرص على أن يقرأ ثلاثة صفحات على الأقل كل يوم |
| Görevdeki herkeste mutlaka bir resmi olsun. | Open Subtitles | احرص على أن كل شخص في هذه التفاصيل يحصل على صورة له |
| Ve göğüs kasların eşit değil. dikkat et bir tarafa tartma. | Open Subtitles | و عضلات صدرك ليست متناظرة احرص الا تفضل جانباً على الآخر |
| Barmen ve bardakilerden birilerinin konuşmanı duyduklarından emin ol. | Open Subtitles | احرص على أن عامل الحانة أو غيره يستمع للحوار |
| Kesmeden önce herkesin pastayı gördüğünden emin ol. | Open Subtitles | احرص أن يرى الجميع قالب الحلوى قبل أن نقطعة |
| Onunla git, adamım. Dışarı çıktığından emin ol. Git! | Open Subtitles | رافقه يا صاح، احرص على أن يخرج، اذهب، اذهب |
| Pekala, sadece hepisini yediğinden emin ol. Sen gelişme çağındaki bir çocuksun. | Open Subtitles | حسناً ، احرص على أن تتناولها كلها فأنت ما زلت في طور النمو |
| Bu yüzden herkese söylüyorum. Bölümdeki herkesin bildiğinden emin ol. | Open Subtitles | لذا سأخبر الجميع احرص على أن تخبر كل مَن فى قسمك |
| Küçük bandon yarışmada lider olabilir, Stifler... ama susarsan bize haber vermeyi unutma. | Open Subtitles | فرقتك الصغيرة قد تقود المنافسة يا ستيفلر لكن احرص على أن تخبرنا إذا عطشت |
| Şimdi evine gidebilirsin. Görmeye başlar başlamaz bizi aramayı unutma. | Open Subtitles | يمكنك العودة الى المنزل الآن، احرص على الاتصال بنا حالما تستعيد بصرك |
| O yüzden tedavi olmadan önce, uykusuzluğunuzun insomniaya bağlı olduğundan emin olun. | TED | لكن قبل التماس العلاج. احرص على أن يكون عدم قدرتك على النوم ناجما عن الأرق. |
| Güvende olduklarından emin olun ve diğer aracı yakından takip edin. | Open Subtitles | انظر إذا كان أي منها مفقود, و احرص أن تكون مأمنة في السيارات الأخرى |
| Sadece sana eşit miktarda vurmasını sağla ki amnezi olma. | Open Subtitles | احرص على أن تتلقى عدداً زوجياً من اللكمات، حتى لا تفقد ذاكرتك. |
| Bunların hiçbirinin olmasını istemediğini mutlaka bilsin hiçbirini. | Open Subtitles | احرص على أن تعلم أنني لم أقصد حدوث شيء من هذا |
| Bu gece 11 'de toplantı var. Kimsenin seni izlememesine dikkat et. | Open Subtitles | هناك اجتماع الليلة ، كن في هذا العنوان في الحادية عشرة ، احرص ألا يتبعك أحد |
| Ama lütfen, hangi işi alırsa alsın sessiz olsun. | Open Subtitles | لكن أرجوك,أي عملٍ يتولاة احرص أن يكون هادئاً |
| Sen ve ekibinizin onlara yardım etmesini istiyorum yerleştirmenin düzgün olmasını sağlayın yeter. | Open Subtitles | أريدك وفريقك أن تساعدهم احرص على حسن سير الأمور |
| Kan kaybından öldüğüne emin olmak için 10 dakikaya geri geleceğim. | Open Subtitles | ساعود خلال 10 دقائاق احرص على ان تكوون قد نزفت كلياً |