| Hızlı bir işti. Onu boyamaya bile vaktim olmadı. | Open Subtitles | لقد كانَ عملاً مستعجلاً لم احظى بالفرصة حتى لأطليها |
| Ailenin ne kadar önemli olduğunu biliyorum, Deacon çünkü bir ailem hiçbir zaman olmadı. | Open Subtitles | اعرف اهمية العائله, ديكن لأنني لم احظى بواحده قط |
| Benim Schneider olacak cesaretim olmadı hiç. | Open Subtitles | أنا لم احظى ابداً بأحجار لأسجل نقاط في أي شئ |
| Bu başıma geldiğinden beri, hiç ilişki yaşamadım. | Open Subtitles | وانا لم احظى بأي علاقة منذ ان حدث هذا لي |
| Hiç böyle şirin bir müşterim olmamıştı. | Open Subtitles | لم احظى أبدآ بـ جون بهذا اللطف |
| Bir panik atak falan geçiriyorum sanırım. | Open Subtitles | اظن اني احظى بنوبة قلق او شيء ما. |
| Sıçan bir gün geçir. En iyi levreklerimle. | Open Subtitles | "احظى بـ يوم فأر "لطيف أفضل الأسماك " الأمنيات" , بيتر |
| Gelme nedenim yaşadığım depresyondan kurtulmak ve kocamla bir hayat kurmak istememdi. | Open Subtitles | حافزي هو أن أتخلص من إكتئابي و أن احظى بحياة هنيئة مع زوجي |
| -İyi günler, umarım ölmezsin salak | Open Subtitles | يجب ان أذهب راقب 42 مدة نعم احظى بيوم جيد اتمنى الا تموت يااحمق |
| Daha aramaya fırsatım olmadı. Ama haber alır almaz sana haber vereceğim. | Open Subtitles | لم احظى بفرصة للاتصال بعد ولكني سأخبرك بكل جديد |
| Benim onunla tanışma fırsatım hiç olmadı o yüzden bu konuda nasıl uzman oldun, bilmiyorum. | Open Subtitles | حسنا، لم احظى ابدا بالفرصة للقائها لدا، لا اعلم لما انت على خبر بكل هادا |
| Hiç çocuğum olmadı ama bir şeyler yemeniz gerek. | Open Subtitles | لم احظى بالاطفال قط , ولكن عليكم ان تأكلوا |
| Tüm yaşamımda tek bir iyi günüm olmadı. | Open Subtitles | لم احظى بيوم حقيقي في كل حياتي |
| Aman Tanrım. Söylemeye çalıştığım şey şu ki, benim hiçbir zaman gerçek bir babam olmadı. | Open Subtitles | . ما احاول قوله هو اني لم احظى بأب ابدا |
| 1966'dan beri gerçek bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | لم احظى بعلاقة حقيقية منذ 1966 |
| Daha önce bir ilişki yaşamadım ve seninle geçirdiğim her dakika benim için ilham kaynağıydı. | Open Subtitles | لم احظى من قبل بعلاقة و كل لحظة معك كانت ايحاء. |
| Şu ana dek daha iyisini yaşamadım | Open Subtitles | الى اليوم لم احظى بافضل |
| Beni bu şekilde koruyan biri olmamıştı. | Open Subtitles | لم احظى باحد يحاول حمايتى مثل ذلك. |
| Sana söylemem lazım, uygulama zamanımda böyle zamanlarım olmamıştı. | Open Subtitles | علي ان اخبرك انه في عيادتي لا احظى بلحظات مثل هذه... |
| Hiç anlamıyorum ama çok iyi zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | لا افهم ذلك لكن انا حقاً احظى بوقت ممتع |
| Harika vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | روس أنا احظى بوقت رائع |
| Günün geri kalanını güzel geçir dedektif. | Open Subtitles | احظى بعطلة حتى نهاية اليوم أيها المحقق |
| Gelme nedenim yaşadığım depresyondan kurtulmak ve kocamla bir hayat kurmak istememdi. | Open Subtitles | حافزي هو أن أتخلص من إكتئابي و أن احظى بحياة هنيئة مع زوجي |
| Şimdi, hiç bir şeye dokunmadan dışarı çıkın, hadi size iyi günler. | Open Subtitles | والآن تراجع، ولا تلمس أي شيء و احظى بيوم جميل |