| Komple teoriler uydurmayı kes artık. Onların Diddle'e işkence ettiklerini falan bilmiyorsun. | Open Subtitles | توقف عن اختلاق نظرية المؤامرة هذه لا تعلم إن كانوا قد عذبوه |
| - O bir kazaydı Kim. Olanları reddedip bahane uydurmayı bırak. | Open Subtitles | توقفى عن اختلاق الاعذار من اجله وانكارك لما حدث |
| Hikaye uydurma konusunda üzerine yoktur, bilirim. | Open Subtitles | أعلم كم أنت ممتاز في اختلاق القصص |
| Her gün dinleyici yorumu uydurmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل اختلاق تعليقات للمستمعين كل يوم |
| Onun için bahane üretmeyi ne zaman bırakacaksın? | Open Subtitles | متى تتوقفي عن اختلاق الاعذار لأجله؟ |
| Sansasyonel hikayeler uydurmaya çalışan gazeteler gibi değiliz biz. | Open Subtitles | ..نحن لسنا أحد هذه الصحف التي تحب اختلاق القصص المثيرة, أتعلمون؟ |
| Bahane uydurup durma da tüm gücünle saldır. Vaktimi boşuna harcıyorsun. | Open Subtitles | توقّف عن اختلاق الأعذار، آتني أقوى ما لديك ولا تهدر وقتي. |
| İnsan böyle bir şeyi uyduramaz. | Open Subtitles | لا يمكنك اختلاق شيء كهذا فأتحدّاك فقط أن تحاول |
| Kapı çalmaktan yoruldum, neden hala tamir etmediğimiz hakkında olmayan bahaneler üretmekten bıktım. | Open Subtitles | سئمت طرق الأبواب و اختلاق الأعذار لعدم إصلاحنا سباكة المنزل |
| Neyin içine karıştın? | Open Subtitles | اختلاق ماذا؟ |
| İnsanlar hakkında hikayeler uydurmayı kesmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن اختلاق قصص عن الآخرين |
| Mazeret uydurmayı bırak. | Open Subtitles | - توقف عن اختلاق الأعذار. - لن يتدنى "الخان" العظيم إلى درجة |
| Sen de uydurmayı kes artık... | Open Subtitles | وأنتِ توقفي عن اختلاق القصص |
| Bu arada iddiaya girerim ki elemanın Parkinson'dan ölen baba hikâyesi tamamen uydurma! | Open Subtitles | بالمناسبة ، أراهن بدفتر شيكاتي كاملا على أن القصة حول موت أبيه بـ داء "باركينسون" عبارة عن اختلاق |
| Tamamen uydurma bir şeyin sonuçlarını tartışmıyorum. | Open Subtitles | لن أناقش نتائج هي عبارة عن محض اختلاق. |
| Lois Lane'in muhabirlik kuralları arasında "uydurma hikayeler" olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً، أظنّ أنّه فاتني قراءة بند اختلاق الأخبار بين "قواعد (لويس لاين) الصحفية." |
| Ruhsal sorunların olduğu yönünde hikâyeler uydurmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | سيكون عليّ اختلاق قصص عن مرض عقلي شديد |
| Bana hikaye uydurmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست في حاجة إلي اختلاق القصص |
| O yüzden bahaneler üretmeyi bırakıp, işini bitir! | Open Subtitles | في الواقع لذا ما رأيك أن تتوقفي عن اختلاق الأعذار وتنهي الأمر! |
| Ve onun için bahaneler üretmeyi kes. | Open Subtitles | ! و توقف عن اختلاق مبررات لذلك |
| İyi bir mazeretinin olmadığını biliyorum bu yüzden seni kötü bir mazeret uydurmaya zorlamayacağım. | Open Subtitles | فلن أجبرك على اختلاق أي عذر سئ |
| Ardından oğlum için peri masalları uydurmaya başladım. | Open Subtitles | ثم بدأت اختلاق حكايات خرافية لإبني |
| Yani, sonuçları uydurup, diğer deneyleri bu sonuçlar üzerinden yapamazsınız. | TED | أقصد، لا تستطيع اختلاق النتائج، ومن ثم القيام بتجربة أخرى بناء على تلك. |
| Dört yaşındaki çocuk, babasının poposunu ellediği yalanını uyduramaz. | Open Subtitles | بعمر الرابعة، ليس بمقدورك اختلاق قصة عن أب يمسك بمؤخرتك |
| Onun için bahane üretmekten bıkmadın mı? | Open Subtitles | ألا تمل أبداً من اختلاق الأعذار لها؟ |
| Neyin içine karıştın? | Open Subtitles | اختلاق ماذا؟ |