| Sadece bu sabah sana bu konu hakkında soru sormaya başladım. | Open Subtitles | انا ابتديت اسالك الاسئله النهارده فقط اسئله صريحه عن هذا الموضوع. |
| Çekici kamyonu var. soru soracak kadar şey de bilmiyor. | Open Subtitles | انه لديه شاحنة سحب، وهو لا يعلم الكثير ليسأل اسئله |
| Bir yabancı kapımıza gelip baban hakkında sorular sormaya başlasa nasıl hissederdin? | Open Subtitles | ماشعورك اذا قام غريب بالتخبيط علي بابك وبدأ يسألك اسئله عن ابيك؟ |
| Bu sorular bir insanın karakteri hakkında çok şey anlatır. | Open Subtitles | هذه اسئله مهمه تجمع اجابتها معلومات مهمه عن الشخصيه |
| - Senatör? Wall Street Journal'ın birkaç Sorusu vardı. | Open Subtitles | سيناتور ، صحيفه وول ستريت لديها اسئله لك |
| Başkanlık sarayına doğru ilerleyen protestoculara dair bilgisi olup olmadığını sor. | Open Subtitles | اسئله ان كان يعلم شيئًا عن المحتجين المتجهين الى القصر الرئاسي. |
| Tanığa başka sorunuz var mı? | Open Subtitles | سيد ستامفيل ، هل لديك اى اسئله اخرى لهذا الشاهد؟ |
| Başka sorum yok, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | ليس لدى اسئله اخرى |
| Bekle, hayır. Size evren hakkında sormak istediğimiz bir çok sorumuz var. | Open Subtitles | انتظرا ,لا لدينا اسئله عديده لكما عن الكون |
| Sakın soru sorma, sorulan sorulara cevap verme. | Open Subtitles | لا تطرح ايه اسئله ولا تجيب على ايه اسئله |
| Bak Terry. Şu işi kabul et, soru falan da sorma. Kabul et! | Open Subtitles | اسمع يا تيرى اقبل الوظيفه دون ان تطرح اسئله اقبلها |
| Müdür Humson kısa bir açıklama yapacak ve ve lütfen, bitince soru olmasın. | Open Subtitles | السجان هامسون سيعطى افاده موجزه عما حدث و لو تفضلتم ، لا اسئله فى النهايه شكرا لكم |
| Çok fazla soru soruyorsunuz dostum! İş başına, hadi! | Open Subtitles | انت تسأل اسئله كثيره يا رجل حان وقت العمل |
| Sadece birkaç soru soracağız. | Open Subtitles | و لكن من المستحيل ان نعتبرك مشتبه به نحن فقط نريد ان نسألك بضعه اسئله |
| Cevabını öğrenmek istemediğin sorular sormamalısın anne. | Open Subtitles | لا بد ان لا تسألى اسئله لن تحصلى لها عن اجوبه حسنا , يا امى |
| Benimle alakalı sorular soruyor, ve cevaplarımı da pür dikkat dinliyor. | Open Subtitles | سألني اسئله عن نفسي ويستمع الى الاجوبة ايضا |
| Pekâlâ geleceğin doktorları şimdi ona hakiki bazı sorular soralım. | Open Subtitles | دكاترة المستقبل لنقوم بسؤالها اسئله نافعه |
| Sanırım size birkaç Sorusu var. | Open Subtitles | اعتقد ان لديها عدة اسئله تسألها لك |
| Sırf bir yanlış anlaşılma olmasın diye soruyu sen sor, onlar için çalışıyorsun. | Open Subtitles | حتى نكون واضحين اذا سألت اي اسئله فأنت تعمل معهم |
| Peki, başka sorunuz yoksa, haftaya görüşürüz. | Open Subtitles | اذا كان لا يوجد اسئله اخري سوف اراكم الاسبوع القادم |
| Sadece birkaç sorum olacak. | Open Subtitles | لدى فقط بضعه اسئله |
| Çoğu zaman, beni meşgul olarak bulacaksın Gary, Eğer soru sormak istersen çalışanlarımdan herhangi biri yardım etmekten memnuniyet duyacaktır. | Open Subtitles | سوف تجد ان وقتي مشغول للغايه اذا كانت لديك اسئله اي من موظفي سيكون سعيداً لمساعدتك |
| Kaçabilirdim ya da kalıp sormazsam ölene kadar beni kovalayacak soruyu sorabilirdim. | Open Subtitles | إما ان اجري او اقف ثابته واسئله السؤال الذي إن لم اسئله, سيطاردني لبقية حياتي |
| Annene rastlayıp bana sorular sormasını istemedim. | Open Subtitles | لم اريد ان اذهب الى امك وتسألني اسئله كثيره. |