| Öyle bir şey yapmadım, sadece Ödünç almıştım. | Open Subtitles | لم أفعل أبداً شيئاً كهذا لقد استعرتها فقط |
| Eee, dün gece Ödünç aldım ve azıcık kirlendi. | Open Subtitles | لقد استعرتها البارحه و لقد اتسخت بعض الشيء |
| Ve kendini biraz iyi hissedince bunu oku. Kütüphaneden Ödünç aldım. | Open Subtitles | ويمكنك أن تقرأ هذه فيما بعد، لقد استعرتها من المكتبة |
| Bunu geçen hafta Ödünç aldığım ceketinin cebinde buldum. | Open Subtitles | وجدت هذا فى جيب سترتك التى استعرتها الأسبوع الماضى |
| Sana Ödünç verdiğim kargo gemisi lazım. Evet. | Open Subtitles | أحتاج إلى سفينتي للحمولة التي استعرتها منّي |
| Hiçbir şey çalmadım, Ödünç aldım. Etkileyici görünüyorum değil mi? | Open Subtitles | أنا لم أسرق شيئاً لقد استعرتها فقط أظن أنني أبدو أجمل ألا تظن ذلك ؟ |
| Teşekkürler. Bunu kardeşimden Ödünç aldım. | Open Subtitles | ــ ملابس جميلة ــ شكراً، استعرتها من شاب في الأخوية |
| Hacizli arabalar arasından Ödünç aldım. Açık arttırmayla satılacaktı. | Open Subtitles | لقد استعرتها من قسم المصادرة قبل المزاد مباشرةً |
| Yeme bozukluğu olan bir kızdan Ödünç aldım. | Open Subtitles | استعرتها من إحدى الفتيات المصابات بداء الشره |
| Profesör Payne'den bir nevî Ödünç aldığım dosyalar. | Open Subtitles | استعرتها نوعاً ما من البروفيسور باين منذ فترة |
| Ödünç almıştım. | Open Subtitles | نعم. لقد استعرتها. لقد تمكنت من فك شيفرة ثورنغايت مجدداً. |
| Senden Ödünç aldığım topu bile iade edemedim. | Open Subtitles | انا حتي لم اعيد لك الكرة التي استعرتها منك |
| Ve o noktaya doğru Babe Ruth'tan* aldığım o hareketi yaptım. | Open Subtitles | النقطه , تحرك قليلا لقد استعرتها من بايب روث |