| Büyük köpekleri vurmak için bu ücret biraz yüksek gibi. | Open Subtitles | ـ10ـ جنيه شهرياً مقابل اطلاق النار على الكلاب الشاردة تبدو غير منطقية |
| Bir esiri vurmak, lanet olası kurallara aykırıdır! | Open Subtitles | اطلاق النار على سجين يصبح هو الصواب؟ إنّه ضدّ حقوق الانسان |
| Bir grup adam bir kadının barına geldiler ve mekana ateş etmeye başladılar. | Open Subtitles | مجموعة من الرجال حضروا الى بار المرأة وبدأوا فى اطلاق النار على المكان |
| Diğer adamın silahı boşken ateş etmeye devam ediyor. | Open Subtitles | هذا الوغد واصل اطلاق النار على رجل بمسدس فارغ من الرصاص |
| Fas Polisi, Amerkalı turistlere ateş eden... şüphelileri araştırıyor. | Open Subtitles | السلطات المغربيه .... تحقق بقضيه اطلاق النار على سائح امريكي |
| ateş etmek için yerden 30 santim yukarıya yarıklar açmış. | Open Subtitles | وحفر الكثير من فتحات اطلاق النار على ارتفاع حوالى قدم من الارض |
| Şoförü vurduğum için mi bulaştı sizce | Open Subtitles | كنت أعتقد أن هذا هو مني اطلاق النار على السائق؟ |
| Kötü insanları vurmaktan hoşlandığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انك تحب اطلاق النار على الاشخاص السيئين. |
| Büyüyene kadar ortalıkta koşturup insanları vuracaksın ve bunlarla yetineceksin. | Open Subtitles | سيكون عليك الرضا بالركض هنا وهناك اطلاق النار على الناس حتى تكبر |
| Gerald'ı tekrar vurmak gibi bir niyetim yok Caitlin. | Open Subtitles | ليس لي الرغبة في اطلاق النار على جيرالد مرة أخرى يا كايتلن |
| Amerikalilari asla gerçekten vurmak istememislerdi. | Open Subtitles | لم تكن لديهم رغبه فى اطلاق النار على الامريكيين فى الواقع سيحاربون لاحقا جنبا الى جنب معهم |
| Çünkü kardeşler asla üçüncü bir partner kullanmadılar, ...ve insanları vurmak onların tarzı olmadı. | Open Subtitles | لأن الشقيقان لم يستعينا بشريك من قبل و اطلاق النار على الناس ليس جزءا من أسلوبهما |
| Bebekleri vurmak erkekmişsin gibi hissettirdimi seni faşist pislik? | Open Subtitles | اطلاق النار على الأطفال هل يجعل منك رجل, أيها الوغد؟ |
| Yalancı, arabalara ateş etmeye başlayan sendin. | Open Subtitles | كاذب, انت ابتدأت اطلاق النار على السيارات |
| Yalancı, arabalara ateş etmeye başlayan sendin. | Open Subtitles | كاذب, انت ابتدأت اطلاق النار على السيارات لكن انت قتلتها |
| Eğer ateş etmeye son vereceklerse, buna değer. | Open Subtitles | ان توقفوا عن اطلاق النار على الناس فذلك يستحق |
| Protomolekülden gelen çığlık Dünya ve Mars, Ganymede İstasyonu'nda birbirlerine ateş etmeye başlayınca duyuldu. | Open Subtitles | وقت هذا الصراخ لجزيء بروتو في حوالي نفس الوقت الذي الأرض والمريخ بدأو اطلاق النار على بعضهم البعض على محطة غانيميد |
| Fas Polisi, Amerkalı turistlere ateş eden... şüphelileri araştırıyor. | Open Subtitles | السلطات المغربيه .... تحقق بقضيه اطلاق النار على سائح امريكي |
| görmüş oldugum ateş eden olaylar... amerikalılar saldırmıyorlardı... ama ıraklılar ıraklılara saldırıyordu. | Open Subtitles | اطلاق النار على أنني vi.th.. لم تكن أمريكا يجري متردد... لكن العراقيين اطلاق النار العراقيين. |
| Daha önemlsisi bile Krautlar bana ateş etmek zorunda değil. | Open Subtitles | يا يسوع.. أوفام أهناك المزيد من الأغانى مثل تلك لن يضطر الأعداء الى اطلاق النار على |
| Atina Havaalanında turistlere ateş etmek, Amsterdam'da eczaneleri havaya uçurmak. | Open Subtitles | اطلاق النار على سياح في مطار اثينا صيدليات عدة بتنفجر في امستردام |
| Arkadaşını ayak parmağından vurduğum için çok kötü hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بشعور رهيب بشان اطلاق النار على اصبع صديقك |
| Polisleri vurmaktan hoşlanıyor musun? | Open Subtitles | أتحب اطلاق النار على الشرطة؟ |
| Sonunda gazete getiren çocuğu vuracaksın. | Open Subtitles | - لا! كنت خسارتها! سوف تنتهي اطلاق النار على paperboy. |