| Çocukken tırnaklarını kesiyordum ama artık beni dinlemiyor. | Open Subtitles | عندما كَانتْ طفلة , كنت اقص اظافرها . الآن هي لَنْ تَستمعَ أكثر |
| tırnaklarını deri kalıntıları için araştırırım ama bulaşık eldiveni kullandıysa DNA bulamayız. | Open Subtitles | كنت لأكشط تحت اظافرها من أجل عينات جلد، لكن على الأرجح تعني قفازات الصحون عدم موجود حمض نووي |
| Yani kadının tırnak arasında Steven Avery dışında birinin DNA'sı olmalıydı. | Open Subtitles | يعني بإنه يوجد حمض نووي آخر على اظافرها ليس لـ ستيفن |
| Kıyafetlerinde ve tırnak altlarında toprak var. | Open Subtitles | يوجد تراب على ملابسها و تحت اظافرها |
| Tırnakların deri altı hücrelerini çıkardım. | Open Subtitles | انا حصلت على خلايا ظهاريه من تحت اظافرها. |
| Kırık tırnaklarına bakarak direndiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | بحسبِ اظافرها المحطمة والذي يدل ايضاً على أنها قاومت |
| Babam, annemin kırmızı ojeli tırnaklarının tekrar bana dokunmasını istememişti. | Open Subtitles | هو لم يردها ان تضع اظافرها الحمراء على مره أخرى أبدا |
| Topuklu ayakkabı giyerdi, uzun kırmızı tırnakları vardı. | Open Subtitles | كانت دائما ترتدي حذاء بكعب عالي اظافرها طويلة و مطلية باللون الاحمر |
| Burnunda bir kristal örneği ve tırnaklarında toprak kalıntıları buldunuz. | Open Subtitles | انت وجدت بلوره تحت انفها وقذاره تحت اظافرها |
| Nancy tırnaklarını "Karayip gökmavisine boyamış, en sevdiği renk... | Open Subtitles | لقد دهنت "نانسى" اظافرها بطلاء اظافر ازرق سماوى فهى تٌفضله .. لكنها لن تستيقظ |
| Ve daha yakından bakarsan, tırnaklarını yediğini görebilirsin. | Open Subtitles | إذا معنتي النظر ! يمكنكِ رُؤية اظافرها مقضومه |
| Ben onun tırnaklarını yaparken almış. | Open Subtitles | لقد كان معي حينما كنت اقلم اظافرها |
| O sinirli. tırnaklarını yiyor. | Open Subtitles | انها عصبية, تقرض اظافرها |
| Allıklar, dudak parlatıcıları, ...tırnak bakımı... | Open Subtitles | ...منزل لمكياجها ، و ملمع شفتها ...طلاء اظافرها |
| tırnak altlarında göz dokusu ve kan buldum. | Open Subtitles | وجدت آثار للأنسجة والدماء تحت اظافرها |
| Ayrıca biliyoruz ki, Tırnakların altında onun kendi doku hücreleri bulundu, bu da demek oluyor ki kurban bağlıydı ve engellerden kendi çabalarıyla kurtulmaya çalıştı. | Open Subtitles | ونحن ايضا نعلم بأن الجانب السفلي من اظافرها ,احتوت على خلايا جلدها |
| Tırnakların altında bir lif bulduk. | Open Subtitles | و وجدنا ألياف تحت اظافرها |
| George, tırnaklarına bak. | Open Subtitles | جورج ... اظافرها منكير و بدكير |
| tırnaklarına bakın. | Open Subtitles | ..انظروا الى اظافرها |
| tırnaklarının altında bir parça kıl bulduk. | Open Subtitles | لدينا بعض الشعر المستخرج من تحت اظافرها |
| Ama tırnaklarının kuruması | Open Subtitles | لكن اخذت اظافرها .. |
| O tırnakları yine keselim. | Open Subtitles | كان علينا ان نقص اظافرها مجددا |
| tırnaklarında kireçtaşı vardı, ama tımarhane yapılırken kireçtaşı kullanılmamıştı, yani belli ki başka bir yerde tutuluyordu. | Open Subtitles | كان يوجد حجر كلسي تحت اظافرها لكن الحجر الكلسي لن يكون متواجدا عند بناء المشفى لذا من الواضح انها احتجزت بمكان اخر |