| Şuan şokta. Ona biraz dondurulup kurutulmuş yem verdim, ama yaşamayı istemek zorunda. | Open Subtitles | هو في صدمة الان ، لكنني اعطيته بعض الادوية اعتقد انه سوف يعيش |
| Önce hapı verdim, sonra da vurdum. | Open Subtitles | اولاً انا اعطيته الحبوب ومن ثم اطلقت النار عليه |
| Hapı verdim, vurdum, her şeyi. | Open Subtitles | انا اعطيته الحبوب اطلقت عليه النار ، كل شيئ |
| Yani Roper'a hazır dedin ve ona karaborsa böbrek verdin? | Open Subtitles | فأخبرتَ روبر انها جاهزه وبعدها اعطيته كلية من السوق السوداء؟ |
| Oğlumuza verdiğim prezervatif gibiydi. | Open Subtitles | . . مثل هذا الواقي اللذي اعطيته لإبننا للتو |
| Geçen yıI bisiklet alsın diye 50$ verdim. | Open Subtitles | وانا حضرت جميع مسرحيات صفه اللعينة انا اعطيته 50 دولار السنة الماضية من اجل شراء الدراجة |
| Ayakkabısı olmayan fakir bir keşişe ayakkabı verdim. | Open Subtitles | رأيت راهب فقير بدون حذاء ولذلك اعطيته واحدا |
| Her zamankinden verdim. 250 miligram, Anafronil. | Open Subtitles | لقد اعطيته أنافرونيل 250 ملليجرام كالمعتاد |
| Bak, kolyeyi Dana'ya verdim çünkü onun hayatında ona güzel şeyler verecek ona özel biri olduğunu söyleyecek birisi yok. | Open Subtitles | حسنا، انا اعطيته لـ دانا لانه لا يوجد احد في حياتها ليهديها شيء جيد ورقيق |
| Para alacaklarını sanmazlarsa iyi olur. Ben onu kilisede verdim ve eminim ki aynı tanrıya gitmiştir. | Open Subtitles | من الأفضل أن لا يتوقعون المال لقد اعطيته للكنيسة .. |
| Ben de bir sonraki sevişmemizde ona 300 dolar verdim ve kızdı. | Open Subtitles | لذا اعطيته 300 دولار بالمره التاليه التي مارسنا الجنس بها والآن, اظن انه غاضب |
| Hâlâ uyuyor mu demiştiniz? - Çok güçlü bir uyku ilacı verdim. | Open Subtitles | لقد اعطيته منوما قويا, واقترح ان نذهب للأفطار, |
| Ona anahtarı verdin ve gitti | Open Subtitles | اعطيته المفتاح واخبرته عن الغرفة لانها لم يتم اقتحامها |
| Ne yaptın, cüzdanını yüreğindeki iyilik severlik yüzünden mi verdin? | Open Subtitles | حسناُ وماذا فعلت ؟ اعطيته محفظتك من عطفك عليه فحسب ؟ |
| - Cari hesabın için imza yetkisi mi verdin ona? | Open Subtitles | أنت اعطيته سلطه التوقيع على حسابك الجار الشخصى؟ |
| Şu deli adamı tanıyorsun, Noel, geçen gece su verdiğim? | Open Subtitles | اتعرف هذا الشخص المجنون , نول الذى اعطيته ماء الليلة الماضية ؟ |
| Babamın bana en son fazladan verdiği kupon ona, bir kupon alana bir kupon bedava kuponu verdiğim zamandı. | Open Subtitles | اخر مره ابي اعطني قسيمه اضافيه كان عندما اعطيته خذ قسيمه واحده, تحصل على قسيمه اخر مجاناً. |
| Sana verdiğim taş duruyor mu? | Open Subtitles | هاى ، الازالت تحتفظى بالحجر الذى اعطيته لك ؟ |
| Bu yüzden çocuklar bu konuda zorluk çekmiyorlar. Bunu kendi oğlumda da gördüm. Ona bir kitap vermiştim. | TED | لذلك الاطفال لا يجدون نفس الصعوبة مع هذا، و قد شاهدت ذلك في ابني، اعطيته هذا الكتاب. |
| Bak, asker, ona ne söz verdiğin benim umurumda bile değil. Tam bir askere benzedi. | Open Subtitles | شوف , ايها الجندى , لاكون صريحا تمام معك انا لم اعطه شيئا مما اعطيته |
| İhtiyacı olduğunu biliyorum. Ama sakın benim verdiğimi söyleme. | Open Subtitles | اعلم انه يحتاج، لكن رجاءً لا تخبريه انني اعطيته لك |
| Burada Londra Emniyet Müdürlüğü'nden bir telgraf var. Emily Arundel'e verdiğiniz ilacın içeriğinin analizi. | Open Subtitles | معى هنا تلغراف من اسكوتلانديارد يخبرنى بنتيجة تحليل الدواء الذى اعطيته للسيدة ايميلى |
| Daha önce kanıyordu. O üzerine birasını döktü. Bende suni teneffüs yaptım. | Open Subtitles | لقد كانت تنزف قبل ان يشرب البيرة لقد اعطيته تنفس بالفم |
| Kısa bir süre önce buraya bir bey geldi. Şu mont için ona kaç para verdiniz? | Open Subtitles | أتى رجل إلى هنل منذ قليل كم اعطيته مقابل ذلك؟ |