Sanno yakuzadan öte bir şey. artık politikaya müdahale ediyorsunuz. | Open Subtitles | عائلة سانو الآن أكثر من مجرد ياكوزا, بغزوها عالم السياسة |
Bayanlar ve baylar, bana geleceğe dair muazzam bir güven veren, artık bireysel olarak dünyanın büyük zorlukları ile başa çıkmak için güçlendirilmiş olduğumuz gerçeğidir. | TED | سيداتي وسادتي ما يعطيني ثقة كبيرة بالمستقبل بأننا الآن أكثر قوة كأفراد لمواجهة التحديات العظمى لهذا الكوكب. |
Eskiden göremediğimi artık görüyorum; doğru tene ya da doğru organa sahip olmamak, tek dezavantaj türü değildir. | TED | أرى الآن أكثر من قبل أن عدم امتلاك البشرة أو العضو المناسبين ليس النوع الوحيد الذي يشكل النقص. |
Bizimle Charmed Ones gücünü ihtiyacımız var hangisi. Zamankinden daha Şimdi daha fazla. | Open Subtitles | لهذا السبب نحن بحاجة لقوة المسحورات معنا ، الآن أكثر من أي وقت مضى |
İklim değişikliğine karşı savaşımızda çeşitli arazi kullanımını teşvik etmek ve korumak için onlara hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. | TED | في ظل كفاحنا ضد تغير المناخ، نحن بحاجة إليهم الآن أكثر مما سبق لدعم وحفظ الاستخدام المتنوع للأراضي. |
Bence kontrol hiç olmadığın kadar elinde. | Open Subtitles | أظن أنك متزن الآن أكثر من أي وقت مضى |
İyi haber şu ki, artık dünyanın çeşitli denizlerinde 4,000'den fazla yer bir şekilde koruma altında. | TED | الأخبار السارة هي أن هناك الآن أكثر من 4000 مكان في البحار، على مستوى العالم، لديها هذا النوع من الحماية. |
Ama nezaketin için çok teşekkürler, kardeşim. Tanrı artık ailemize herşeyden çok ihtiyacımız olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الله وحدهُ يعلمُ أنّنى بحاجة لعائلة الآن أكثر من أي وقتٍ مضى |
Hâlâ ülkene sahipsin ve artık sana öncekinden daha fazla ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن مازال لديك وطنك، ونحن نحتاجك الآن أكثر من قبل. |
Dünya artık çok sessiz. sadece dinlemeliyiz. | Open Subtitles | نيفيل , العالم الآن أكثر هدوءاً , يجب عليك و حسب أن تستمع |
Hz. Muhammed ve az sayıdaki takipçileri için artık bıçak kemiğe dayanmıştır. | Open Subtitles | محمد ومجموعته الصغيرة من الاتباع الآن أكثر عرضة للخطر |
artık aynı müşteriler konuşmak yerine mesaj çekiyorlar, ve yüz yüze tanışmak yerine tweet atıyorlar. | Open Subtitles | تلك نفس العملاء والرسائل النصية الآن أكثر مما نتحدث وتويتينغ أكثر من انهم الاجتماع. |
artık, çekildiğin zaman daha fazla utanç verici olacak. | Open Subtitles | سيكون الأمر الآن أكثر إحراجاً عندما تنسحبين |
Söylemeye çalıştığım şey sana Şimdi daha fazla ihtiyacım var. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنني سأحتاجك الآن أكثر من أي وقت مضى |
- Bak, Şimdi daha çok, sana söyleneni yapman ve çiftlik evinde kalman gerekir. | Open Subtitles | انظري , الآن أكثر من أي وقت , عليكي أن تفعلي ما قلتيه و تبقي في الكوخ |
Hatta Vivian Şimdi daha da meraklandım. | Open Subtitles | ولأكون صادقة معك يا فيفيان لقد أصبـــحت الآن أكثر قلقاً. |
Doktorun gözü bugüne kadar hiç olmadığı kadar keskin bir şekilde senin üzerinde. | Open Subtitles | , الطبيبُ عينُه حمراءٌ منك الآن أكثر من أي وقت مضى |
Tamam mı? Şimdi hiç olmadığı kadar teslimat yapıyoruz. | Open Subtitles | حسناً, ونحن نشحن الآن أكثر مما كان لدينا من قبل |
Hiç olmadığı kadar dostlarına ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيحتاج لأصدقائه حوله الآن أكثر من السابق. |
Bence kontrol hiç olmadığın kadar elinde. | Open Subtitles | أظن أنك متزن الآن أكثر من أي وقت مضى |