| Matematikçi, şimdi ise ilk bilgisayar programcısı olarak tanınan Ada Lovelace. | TED | وعالمة الرياضيات، أدا لوفلايس وتُعرف الآن على أنها أول مبرمجة كمبيوتر. |
| Eğer devam etseydik, şimdi büyük ihtimal yerde... tavşanlar gibi düzüşüyor olurduk. | Open Subtitles | لو كنا فى ذلك الوقت لكنا الآن على الأرض نتضاجع مثل الأرانب |
| şimdi bunu söyledikten sonra, en azından daha rahat uyuyabilirim. | Open Subtitles | عندما أقولها الآن على الأقل نومي سوف يكون أكثر راحة |
| Hindistan'da yoktu. Şu anda en az yarım milyon aktif kuruluş var. | TED | لا توجد في الهند. هناك الآن على الأقل نصف مليون منظمة ناشطة. |
| Varlıklarının başka bir nedeni yok. En azından şu anda. | Open Subtitles | ليس مهما الأسباب الأخرى للوجود ليس الآن على كل حال |
| - Eski hâline döndün sonunda. - Şu saçmalığı kes artık! | Open Subtitles | ـ هكذا أنت الآن على طبيعتك ـ توقف عن هذا الإزعاج |
| şimdi de bir rahibe yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تكذب الآن على قسيس أتعرف، خذ يوماً إجازة |
| Çünkü şu an elimde buzdolabından yemek çaldığına dair kanıtım var. | Open Subtitles | لأنّي أملكُ دليلاً الآن على أنّه كان يسرق الطعام من ثلّاجتي، |
| En azından ben şimdi birşeyler yapıyorum Sen ne yapıyorsun? | Open Subtitles | إنّي أقوم بعمل الآن على الأقلّ فما الذي تفعله أنت؟ |
| şimdi bu bilgiyi nasıl alacağımıza, tedavi için nasıl çalışacağımıza önleme konusunda neler yapabileceğimize odaklanıyorum ve böylece hayatım çok kolaylaştı. | TED | لذا أستطيع التركيز الآن على التالي: إيجاد طريقة للتوصل للعلاج، كيفية الوقاية من المرض؟ وهكذا أصبحت حياتي سهلة أكثر. |
| Siber tehdit şimdi bizim demokratik işleyişimizi etkilemektedir. | TED | يؤثر التهديد الإلكتروني الآن على عملياتنا الديموقراطية. |
| Bunu şu süper müper teknolojiye koyarsınız ve şimdi yüzde 83'e ulaşırlar. | TED | تقوم بوضع هذه التكنلوجيا المخادعة، ويحصلون الآن على 83 في المائة. |
| şimdi anlıyorum ki, verilere çok önem veren biriyim, birazdan anlayacağınız gibi. | TED | و الآن على مايبدو، أنا شخص يؤمن كثيرا بالبيانات، كما سترون بعد قليل. |
| şimdi, daha fazla insanın başarılı olabileceği daha iyi ekonomiler ve topluluklar inşa ediyorlar. | TED | يقومون الآن على بناء أنظمة اقتصادية ومجتمعات أفضل حيث يمكن للمزيد من الأفراد تحقيق النجاح. |
| şimdi, bu süreçte, yolculuğum hiç de kolay olmadı. | TED | الآن على مر هذه الاكتشافات لم تكن رحلتي سهلة. |
| Bunu yapan ben olsaydım şu anda yanımda tek bir şey olurdu. | Open Subtitles | لو أنّي فعلتُ هذا لكنتُ حصلت على شيء واحد الآن على ابني |
| Getirildiğinde mikrop kapmış olduğundan dolayı şu anda sakinleştirilmiş durumda. | Open Subtitles | إنه مُخدر الآن على حساب أنه كان متعفنًا عندما جلبتيه |
| BG: Beşinci sınıf matematiği, nasıl gidiyor şu anda? | TED | بيل غيتس: اذا فالتنفيذ جاري الآن على الصف الخامس؟ |
| Muhtemelen birçoğunuz şu anda kafanızdan bunu geçiriyorsunuz. | TED | أعني الكثير منكم الآن على الأرجح تفكرون. |
| Daha da önemlisi, Genel Perry artık günde iki kez arıyor. | Open Subtitles | الأكثر أهمية , الجنرال بيري الآن على الهاتف مرتين في اليوم |
| artık tüm güvenliğimiz, Buckingham ve Henry Tudor'un savaşı kaybetmelerine bağlı. | Open Subtitles | وسلامتنا كلها تعتمد الآن على خسارة باكنغهام وهنري تيودر لهذه المعركة |
| şimdi de müvekkilinizin siz ona avukatlık yaparken alacağı hal gibi tek ayak üstünde durun. | Open Subtitles | قف الآن على قدم واحدة كما لو كان موكلك لديه قدم ليقف بها معك |
| Muhtemelen şu an onu Corky St. Angeles'ın abajuruna asıyordur. | Open Subtitles | ربّما يكون مُعلقٌ الآن على غطاء أباجورة كوركي سانت إنجليس. |