Makine öğrenme, artık çok daha karmaşık görevleri yapabiliyor. | TED | الآلة الآن قادرة علي القيام بمهام أكثر تعقيدًا بكثير |
Bakteriler ilaçlara karşı artık oldukça dirençliler; bunun nedeni de kullandığımız antibiyotiklerin tamamının bakterileri öldürüyor olması. | TED | البكتيريا الآن قادرة على مقاومة مختلف انواع الدواء بشكل فعال والسبب هو ان المضاد الحيوي الذي نستخدمه يقتل البكتيريا |
artık mücadele eden başka kadınlara yardım edebiliyorum. | Open Subtitles | وأضحيت الآن قادرة على مساعدة النساء المكافحات الأخريات |
Savaş meydanı genişlemişti ve MÖHK artık Irak ve Afganistan ötesinde de harekatlar düzenlemekte özgürdü. | Open Subtitles | ميدان عملها توسّع، وأصبحت "جاي-سوك" الآن قادرة على العمل كما تشاء في دول تتعدى العراق وأفغانستان. |
Bu oldukça önemli bir nokta çünkü artık polis iki parmak izinden birini tespit edebiliyor, o iz de Katie'ye ait. | TED | وذلك أمر مهم حقًا لأن الشرطة الآن قادرة على تحديد إحدى البصمتين، التي تطابقت بالفعل مع (كاتي). |
Ama daha da önemlisi, yedi yaşında olmak demek artık akıl çağında olmak demek, artık insanlara ve Tanrı'ya karşı günah işleme yetin var." | TED | ولكن ، الأهم من ذلك ، كونك وصلت الى سن السابعة يعني أنك وصلت إلى سن العقل وأنت الآن قادرة على ارتكاب كل و اي الذنوب ضد الله والانسان ". |